İdrar kaçırmak istemiyorsanız bu 10 yiyeceği dikkatli harcayın

İdrar kaçırmak istemiyorsanız bu 10 yiyeceği dikkatli harcayın

Kadınlarda erkeklere oranla daha fazla görülen faal mesane başka bir deyişle idrar kaçırma meseleyi, sosyal hayatı negatif etkilediği gibi psikolojik meselelere de neden olabiliyor. Değişik hastalıklardan kaynaklanabilen idrar kaçırma meseleyi gün içinde harcanan gıdaların içeriğiyle de irtibatlı olabiliyor. Memorial Hizmet Sağlık Kurumu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Tea Tavadze, idrar kaçırma meseleyi ve harcanmaması gereken yiyecekler hakkında bilgi verdi.

Gün içinde içtiğiniz su ölçüyü ehemmiyetli

Karın içi tazyikini artıran öksürme, aksırma, gülme veya ağır kaldırma gibi ani bir teşvik ve mesane hakimiyetinde muhtemel bir kayıp ile ortaya çıkan idrar kaçırma meseleyi değişik rahatsızlıklardan kaynaklanabilmektedir. Obezite, sigara kullanımı, diyabet, dolaşım ve böbrek hastalıkları gibi değişik rahatsızlıklardan dolayı ortaya çıkan idrar kaçırma gidişatını ortadan kaldırmak için genellikle az akışkan harcanması gerektiği düşünülebilmektedir. Çok fazla akışkan tüketiminin idrar kaçırma meselesini tetikleyebileceği bir reeldir ancak az akışkan harcamak da idrarı daha yoğun ve asidik hale getirerek banyo kullanma gereksinimini artırabilmektedir. Faal mesane başka bir deyişle idrar kaçırma meselesinde akışkan alımı balanslı olarak yapılmalıdır.

Sigaranın idrar kaçırma ile ne alakası olabilir demeyin

Faal mesane meselesinde sigara ehemmiyetli tehlike etkenlerinden biridir. Sigara kullanımı, mesane adalelerini tahriş etmektedir. Sigara içen bireylerde sık yaşanan öksürük gibi tetikleyici vaziyetlerde yaşanan spazmlar idrar firarisine neden olabilmektedir. Faal mesane meselesine neden olan ehemmiyetli etkenlerden biri de harcanan besinlerdir. Bazı yiyecekler mesane veya idrar yollarını tahriş ederek şikayetlerin şiddetlenmesine neden olabilmektedir. Besinlerin fazla faal mesane üzerindeki tesirleri bireyden bireye değişebilmektedir.

idrar kaçırma

Domates: Yapılan bir hayli araştırma domatesin mesaneyi tahriş ettiğini ortaya koymaktadır. Fazla faal mesane şikayetlerini artırabilecek asidik bir yiyecek olan domatesten özellikle duyarlı olan şahısların uzak durması gerekmektedir.

Kahve ve çay: Kahve ve çaydaki kafein mesane etkinliğini artırabilmektedir. İdrara çıkma oranının sıklaşmasına neden olan kahve ve çay semptomların şiddetlenmesine de yol açabilmektedir. Kafein alımının eksiltilmesi veya ortadan kaldırılması veya kafeinsiz çeşitlerin değiştirilmesi semptomları eksiltebilmektedir.

Çikolata: Kahve ve çay gibi çikolata da bir ölçü kafeini kapsamaktadır. Çoğunlukla kafein kapsamayan beyaz çikolata ya da daha fazla kakao kapsayan koyu renkli çikolataların sınanması meseleyi eksiltebilmektedir.

Portakal, limon ve greyfurt: Domates gibi portakal, limon ve greyfurt da yüksek ölçüde sitrik asit kapsamaktadır. Mesane hakimiyetini güçleştiren bu meyveler yerine daha az sitrik asit kapsayan elma, muz gibi yiyecekler seçim edilmelidir.

Gazlı meşrubatlar: Gazlı meşrubatlarda bulunan fizz, potansiyel olarak fazla faal mesane semptomlarını şiddetlendirebilmektedir. Özellikle meyveli soda ve enerji meşrubatlarının tüketimine dikkat edilmelidir.

idrar kaçırma

Baharatlı yiyecekler: Gözleri sulandıran ve dudakları yakan yiyecekler mesaneyi de rahatsız edebilmektedir. Baharatlı ve acı yiyeceklerden uzak durmak yaşana meselelerin eksilmesine dayanakçı olabilmektedir.

Tatlandırıcılar: Yapılan araştırmalarda suni ve natürel tatlandırıcıların faal mesane meseleyi şikayetlerini artırabileceği ortaya koymaktadır. Şekeri tamamen kesmek yerine perhizle hudutlandırarak şikayetler üzerindeki tesirini hakimiyet edilmelidir.

İşlenmiş yiyecekler: İşlenmiş yiyecekler; aroma ve gözeticiler gibi bir hayli suni bileşen kapsadığından dolay şikayetleri artırabilmektedir.

Soğan: Baharatlı ve asitli besinlerde olduğu gibi soğan tüketimi mesane problemlerine neden olabilmektedir. Özellikle ham soğan tüketimi idrar yapma isteğini artırabilmektedir. Mesanedeki negatif tesiri eksiltmek için soğanı pişirerek harcamak daha sıhhatlidir.

Kızılcık: Bir Hayli birey kızılcık suyunun üriner sistem enfeksiyonlarının bulgularını gevşettiğini iddia etmektedir. Ancak asidik bir meyve olan kızılcık, domates, limon, portakal ve greyfurt gibi mesaneyi tahriş edebilmektedir.

Prostat sıhhatine iyi gelen 6 gıda

Prostat sıhhatine iyi gelen 6 gıda

Her erkekte doğuştan bulunan ve yaş ile beraber hormon balansının değişmesi sebebiyle gelişmeye başlayan prostat, yaşam niteliğini oldukça düşürüyor. Yapılan çalışmalar; 60 yaşındaki erkeklerin %50’sinde, 80 yaşındaki erkeklerin ise %90’ında iyi mizaçlı prostat gelişmesinin görüldüğünü gösterirken, her 12 erkekten biri de prostat kanserini tutuluyor. Yaş, aile hikayesi, yağlı beslenme alışkanlığı, hormonlar, A ve D vitamini bedelleri prostat hastalıkları üzerinde tesirli. Bu sebeple harcanan yiyeceklere dikkat edildiği takdirde, prostat hastalıkları için ihtiyat almak da muhtemel olabiliyor. Memorial Antalya Sağlık Kurumu Bevliye Bölümü’nden Op. Dr. Egemen İşgören, prostat sıhhati için harcanması gereken 6 gıda hakkında bilgi verdi.

domates

Domates likopen içeriği ile kansere “dur” diyor

Domates, likopen açısından zengin ve prostat sıhhatini destekleyici özelliklere sahip bir gıda kaynağıdır. Eforlu bir antioksidandır ve beden tarafından üretilmeyip muhtelif gıdalarla bedene alınır. Yapılan bir araştırmada, 10 hafta süresince günlük 50 gr domates harcayan iyi mizaçlı prostat gelişmesi olan erkeklerin PSA bedellerinde %10’dan fazla düşüş olduğu tespit edilmiştir. 48 bin erkek üzerinde yapılan başka bir araştırmada ise domates ve domates kapsayan mahsullerin yoğun olarak harcanması ile prostat kanseri büyüme tehlikesinin %35 oranında eksildiği, asabi prostat kanseri büyüme tehlikesinin %53 oranında düştüğü kollanmıştır.

zerdeeçal

Zerdeçal uru küçültüyor

Ananesel olarak cerahat, soğuk algınlığı ve astım ile gayrette kullanılan zerdeçalın, prostat kanseri de dahil olmak üzere kanser önleyici özellikleri bilimsel araştırmalar neticesinde ortaya konulmuştur. Prostat kanserinin önlenmesinde ve rehabilitasyonunda tesirli olmasının yanı gizeme ur gelişmesini de ehemmiyetli miktarda eksiltebildiği görülmüştür. Zerdeçal, prostat kanserinin kemik yayılımını da önleyici özelliğe sahip bir yiyecektir.

nar

Nar prostat kanserinin gelişmesini yavaşlatıyor

“Antioksidanlar” ve “ellagitannin” ismi verilen nebatsal gıdalar bakımından zengin olan nar, prostat sıhhati üzerine faydalı tesirlere sahiptir. Yapılan çalışmalar, nar özlerinin prostat kanser hücrelerinin artmasını yavaşlattığını ve apopitozis ismi verilen programlı hücre vefatını süratlendirdiğini göstermektedir. Nar suyu içinde bulunan ellagitanninlerin prostat kanser hücrelerini besleyen yeni damar yaradılışını durdurduğu tespit edilmiştir.

somon

Somon kanserle savaşta eforlu bir antioksidan

Omega-3 yağ asitleri, prostat sıhhatini destekleyen ehemmiyetli bir gıda maddesidir. Omega-3’ü almanın en lezzetli ve besleyici yolu ise somon balığı harcamaktan geçer. Somonda bulunan omega-3 yağ asitlerinin prostat kanser gelişimini önlemede, mevcut prostat kanserinin gelişmesini ve ilerlemesini yavaşlatmada ehemmiyetli bir rolü vardır. Muayenehane kanser araştırması raporunda haftada 1 somon gibi balıkları harcamanın, genetik olarak yatkınlığı bulunan erkeklerde dahi ileri düzey kanser gelişim tehlikesini eksilttiği belirtilmektedir.

yeşil çay

Yeşil çay PSA’yı düşürmeye destekçi oluyor

Yeşil çay bazı bakteri ve virüsleri yok eder, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve prostat kanseri de dahil olmak üzere muhtelif kanser cinsleriyle çaba eden eforlu bir antioksidandır. Yeşil çay içinde bulunan polifenoller, PSA seviyelerini ehemmiyetli derecede eksiltmektedir. Günde 3 fincan yeşil çay harcayan erkeklerde prostat kanseri tehlikeyi eksilir. Araştırmalar; yeşil çayın prostat kanserini tetikleyen enzimleri baskıladığını ve apopitozis ismi verilen programlı hücre vefatını tetiklediğini vurgulamaktadır.

kabak çekirdeği

Kabak çekirdeği gelişmiş prostatı küçültür

Kabak çekirdeğinin, iyi mizaçlı prostat gelişmesi başta olmak üzere, prostat sağlına yararları öğrenilmektedir. Kabak çekirdeği içindeki yağ, hormonların prostat hücrelerinin artmasını tetiklemesine mani olmaktadır. Kabak çekirdeği ayrıca karotenoidler ve omega-3 yağ asitleri kapsar. Araştırmalar, perhizlerinde daha yüksek karotenoid bulunan erkeklerin iyi mizaçlı prostat gelişmesi tehlikesinde eksilme olduğuna işaret eder. Kabak çekirdeğinde bulunan başka bir gıda çinkodur. Çinkonun da prostat sıhhatini destekleyici tesiri vardır ve prostat kanseri gelişimine karşı gözetici tesiri de öğrenilmektedir.

Bel ve kalça bölgesindeki yağlar kalp krizine neden oluyor

Bel ve kalça bölgesindeki yağlar kalp krizine neden oluyor

Hekimler; her seferinde sıhhatli yaşamanın ve beslenmenin ehemmiyetine vurgu yapıyor. Bazısı sıhhatli hayatına bir biçimde devam ederken, bazısı da sıhhatli beslenmesine uymayarak hayatına devam ediyor.

Bel etrafı ve kalça bölgesindeki kilolar kalp krizi tehlikesini artırıyor

Sıhhatli gıdalar harcamayan bireylerin kilo alımı da doğru orantıda süratleniyor. Özellikle belçevresi ve kalça bölgesinde alınan kilolar, kalp krizi tehlikesini artırıyor. İngiltere, İskoçya ve Galler’de 40 ve 69 yaşlarında 479 bin şahıs üzerinde bir araşırma yapıldı. Oxford Üniversitesi’nden Sanne Peters, “Bel ve kalça bölgelerinde yağlanma yaşayan bayanların, elma tipi bedene sahip bir erkekten daha fazla kalp krizi tehlikesine sahip olduğu ortaya çıktı.” diye konuştu.

Beden kitle endeksi de ehemmiyetli

Obezite ve yağlanma genellikle kalp kriziyle ilişkilendiriliyor. Hekimler kalp krizini yasaklamak için beden kitle endeksinin ehemmiyetine de vurgu yapıyor. Beden kitle endeksi 18.5 ve 24.9 arasında olanlar sıhhatli kilolarında olurken, 25’ten 29.9 olanlar kilolu, 30 ve üzeri de olursa obez, 40 ve daha da yukarıyası morbid obezite olarak idrak ediliyor. Bu surattan beden kitle endeksi büyük ehemmiyet taşıyor.

Bu yiyecekler egzama reflü ve astıma yol açabilir

Bu yiyecekler egzama reflü ve astıma yol açabilir

Çocuklarda görülen yiyecek alerjilerinin yüzde 90 sebebinin inek sütü, yumurta, buğday unu, fındık, fıstık ve deniz mahsulleri olduğuna dikkat sürükleyen Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, gıda alerjisinin çocuklarda kendini en sık alerjik egzama ile gösterdiğini, gıda alerjisine bağlı kusmaların yerini, suskun reflüye vazgeçtiğini ve zamanla astıma yol açtığını belirtiyor. Gıda alerjisinin ilk ortaya çıkışının genellikle ilk üç yaşta olduğunu belirten Çocuk Sıhhati Hastalıkları ve Alerji Uzmanı Prof. Dr. Yonca Tabak, “Gıda alerjisi bazı yiyecek maddelerine karşı bedenin fazla tepki göstermesidir. Gıda alerjisi olan çocuklarda çoğunlukla ilk aylarda; yanaklarda döküntü, cilt kuruluğu gibi şikâyetler gözlemlenmektedir.” dedi.

Reflü ve astıma neden olabilir

Çocuklarda sıklıkla alerjik egzama ile kendini gösteren gıda alerjisinde, mide ve bağırsak alerjilerinin de ortaya çıktığını söyleyen Yonca Tabak, çoğu zaman ilk bir yaş grubunda fışkırır stilde kusmalar ve ishal görüldüğüne de dikkat çekti. Prof. Dr. Yonca Tabak, “Yiyecek alerjisinde kusmalar zamanla geçerken yerini suskun reflüye vazgeçmektedir. Ses kısıklığı, diş gıcırdatma, ağız kokusu, iştahsızlık bulguları ile izleyen reflü zamanla geçmeyen balgamlı öksürüklere ve astıma yol açar.” diyerek aileleri dikkatli olmaları mevzusunda uyardı.

Dilaltı aşı ile kısmen rehabilitasyonu olası

Yiyecek alerjilerinin aşı rehabilitasyonuyla kalıcı çözümünün olmadığını belirten Prof. Dr. Yonca Tabak, inek sütü, yumurta, fındık, fıstık, deniz mahsulleri ve hububatlara karşı olan alerjilerin tamamen olmasa da üç yaşına doğru geçmeye meyilli olduğuna sözlerine ilave etti. Yiyecek alerjileri geçerken yerini konut tozu akarına ya da polen gibi solunum yoluna tesir eden alerjilere vazgeçeceğine dikkat çekti. Prof. Dr.Yonca Tabak, “3 yaşına kadar geçmeyen yiyecek alerjilerine ek olarak, şayet konut tozu veya polen alerjisi ve astım büyürse bu solunum yoluna ait alerjilerin dilaltı damla aşı ile kalıcı rehabilitasyonu yapılabilir. Dilaltı aşı rehabilitasyonu özgül olarak konut tozuna veya polene verilse dahi bağışıklık sisteminin alerjik yapısını radikal düzenleme yolunda fayda sağlayacağı için yiyecek alerjilerine de kısmen fayda sağlayacaktır” dedi.

Besinlere alerji olup olmadığını kandan yapılan ve “spesifik IgE” ismi verilen bir testle basitçe ortaya çıktığının altının çizen Prof. Dr. Yonca Tabak, “Şayet testler yolu ile problem yaratan gıda kesin tanımlanırsa o besinden aralıksız ve salt bir biçimde uzak durmak gerekir. Çocukta egzama geçse dahi astım açısından, çocuk alerjisi uzmanı tarafından yakın takip çok ehemmiyetlidir” ihtarında bulundu.

Bu ihtiyatlar kış hastalıklarını kovar

Bu ihtiyatlar kış hastalıklarını kovar

Havaların soğumasıyla beraber kapalı alanlarda kalmak kaçınılmaz oluyor. Kalabalık civarlarda toplanan insanlar mikroplara maruz kalıyor. Bu mikroplar daha evvel bulaşmayı ve solunum sistemi içinde artmayı muvaffak oldukları insanlardan civara saçılıyor. Aynı mekanda bulunan öbür şahısların soluduğu solukla bulaşan mikroplar soğuk algınlığı, nezle ve gribi birliktesi getiriyor. Memorial Şişli Sağlık Kurumu KBB Bölümü’nden Op. Dr. Kemal Demir, kış hastalıklarından korunmak için alınması gereken tedbirleri anlattı.

hasta

Bağışıklığınızı kuvvetlendirerek mikroplarla savaşın

Hemen herkesin nezle, grip, soğuk algınlığı, üşütme, şifayı kapma gibi ifadelerle bildiği ve yaşadığı bir tablo vardır ki bunlara genel ismi ile akut üst solunum yolu enfeksiyonu denilmektedir. Bu hastalıklara neden olan mikroorganizmalar başka bir deyişle mikroplar da tüm canlılar gibi yaşamda kalma ve cinslerinin devamını getirme çabası vermektedir. Doğru usul mikroorganizmaları dünyadan silmeye çalışmak değil, hayat alanlarındaki rakamlarını eksiltmek, riskli olacakları seviyede artmalarına mani olmak ve eforlu bir bağışıklık sistemine sahip olmaktır.

Bulgular şiddetleniyorsa kesinlikle hekime gidin

Solunum yolu enfeksiyonları güz ve kış mevsimlerinde daha sık görülmektedir. Bulaşma genellikle kapalı ve kalabalık civarlarda asıllaşmaktadır. Mikroplar bulaşacakları insanı seçmezler. Şahsın hastalanma olasılığı; bireye bulaşan mikroorganizmaların ölçüyü ile çoğalmakta, bağışıklık sisteminin korunma hüneri ile eksilmektedir. Şayet hastalık bulguları hafif ve yeni başlamışsa şahsın atlatma bahtı yüksek olabilmektedir. Ancak,

– Bulguların şiddeti çoğalış gösteriyorsa,

– Çoğalmıyor ancak gevşememekte ısrar ediyorsa,

– Başka uzuv ve dokuları da tesir altına almaya başladıysa,

– Başka bir sıhhat meseleyi suratından bireye hekimi “Siz kesinlikle her soğuk algınlığında hekime gidin!” dediyse,

– Soğuk algınlığı şikayetleriniz, hekime gitmeden iyileşmiyorsa,

Şahsın zaman kaybetmeden soğuk algınlığının teşhisini netleştirilmesi, rehabilitasyon programına alınmak için kesinlikle bir uzmana tetkik olması gerekmektedir.

grip

Dikkat faktörüz gerekenler

Bu hastalıklardan korunmak ve tutulmamak başka bir deyişle mikroorganizmaların barınmasını, yeni insanlara bulaşmasını yasaklamak için:

– Toplu halde süre geçirilen etrafları iyi havalandırmak,

– Günde vasati 10 kadeh su içmek,

– Bedene uyku yetersizliği yaşatmamak,

– Balanslı beslenmeye dikkat etmek,

– Sık sık el yıkamak ehemmiyetlidir.

Tüm bunlara ek olarak şahsın; beden yapısına uygun seçilmiş, lüzumlu ön eğitimlerin alındığı, acemi de olsa bir atletik egzersiz alışkanlığı olması zorunludur. Bu egzersizlerin bir hobi ya da boş zaman etkinliği gibi değil, hayat rutini olarak özümsenmesi gerekmektedir. Burada ehemmiyetli olan bu ihtiyatların iyileşmek için değil, hasta olmamak için alındığının şuurunda olabilmektir.

yoğurt

Doğru yiyecekler ve istirahat iyileştiriyor

Tam bu ihtiyatlar alınıp yeniden de hastalanıldıysa iyileşmek için bazı ehemmiyetli mevzulara dikkat edilmelidir.

– Yoğurt ve öbür süt mahsulleri harcanmalı,

– Günde 4 – 5 kadeh su, bir o kadar da nebat çayı çok sıcak olmaması koşuluyla içilmeli,

– Az ama sık olarak narenciye, nar, kivi, öbür meyveler ve kuruyemişler yenmelidir.

– Soğan ve onun gibi ham harcanan yeşillikler ve hatta kimi baharatlar bağışıklık sistemini destekleme mevzusundaki zaferini kanıtlamış gıdalardır.

– Natürel ve olası olduğunca işlenmemiş ve yoğun lif içerikli beslenme, uzmanlarca önerilmektedir.

– Vücutsal enerjiyi doğru kullanmak, iyileşme sürecinde uykuya klasikten daha fazla zaman ayırmak gerekmektedir. Şikayetler şiddetlendikçe istirahate olan lüzum çoğalmaktadır.

– İyileşme sürecinde sıcak ve soğuk civara göre elbise tercihinin de doğru yapılması gerekmektedir.

Yutkunurken zorlanmanın nedenleri

Yutkunurken zorlanmanın nedenleri

Yemek yemek yaşamımın en ehemmiyetli rutini ve gereksinimi arasında yer alıyor. Ancak bir rahatsızlığınız olduğunu ve bunun yemek yemenizi güçleştirdiğini, kimi zaman bir eziyete çevirdiğini düşünün… Avrasya Sağlık Kurumu K.B.B Uzmanı Koray Cengiz, yutma güçlüğü olarak öğrenilen disfaji hakkında öğrenilmesi gerekenleri anlatıyor.

Yutma eforluğu disfaji

Alınan besin ve meşrubatların ağızdan mideye inerken bayağıdan daha fazla zaman ve mücadele gerektirmesi vaziyetine disfaji ya da öğrenilen ismiyle yutkunma güçlüğü denir. Hatta bazı gidişatlarda yutkunma eforluğuna sızı da eşlik eder. İleri aşamalarda ise besin ve meşrubatları yutmak ihtimalsiz hale gelebilir. Genellikle gıdalar çok süratli veya yeterince çiğnenmemesi gidişatında görülen yutma eforluğu kalıcı hale geldiğinde kesinlikle tıbbi olarak rehabilitasyon edilmelidir. Her yaşta görülen yutma güçlüğü daha çok yaşlılarda görülmektedir.

yutm güçlüğü

Disfajinin ortaya çıkma nedenleri

Yutma faaliyetlerine katılan uzuvların; enfeksiyon, tümöral, metabolik, nörolojik, doğumsal ve diğer sebeplerle işlevlerinin bozulmasıyla yutma eforluğu ortaya çıkabilir. Bunun
dışında;

– Bademcikler şişmiş ve yemek borusu çok daralmış ise yutmada kasvet olur.

– Yemek borusunun adalelerinde görülen cılızlık da yutma eforluğuna neden olur.

– Barret özofagus rahatsızlığı yutma eforluğu ve takılma hissi ile kendini gösterir.

– Yemek borusunda görülen irinler disfajinin sebebi olabilir.

– Bazı adale hastalıklarına bağlı Guillain Barre belirtiyi gibi bir gidişat sebebi ile yutma eforluğu olabilir.

– Bazı alerjik sebeplere bağlı yutma eforluğu ve boğazda takılma hissi oluşabilir.

– Bazı mide hastalıkları sebebi ile yutma eforluğu ve boğazda takılma hissi görülebilir.

– En kritik nedeni ise yutma eyleminin geçiş bölgesinde görülen urlardır. Katıgıdalarda kendini gösteren tümor, ilerledikçe akışkan yiyeceklerin harcanmasını da güçleştirir.

Bu bulgular disfajiyi ele veriyor

– Yutma esnasında sızı oluşması

– Ağızda tükürük çoğalışı

– Gıdaların boğaza takılma hissi

– Midede ekşime

– Boğaz ve göğüste rahatsızlık hissi

– Gıdaların geri gelmesi

– Besin ve mide asidinin boğazda birikmesi

– Ani görülen kilo kayıpları bu bulgular arasında sayılabilir.

Bebek ve çocuklarda görülen disfajinin bulguları

– Emzirme ve yemek yeme sırasında dikkat beceriksizliği

– Yemek yemeği yalanlaması

– Yemek yerken ya da emerken görülen somurtkanlık

– Yemek yeme sırasında boğulur gibi olması, öksürmesi, kusması

– Kilo alma ve gelişmede yavaşlama vb.

Teşhis koyulması

Kendisinde veya çocuğunda yutma eforluğu olduğunu gözlemleyen bir bireyin kesinlikle gastroentroloji, KBB veya genel cerrahi uzmanına müracaat etmesi gerekir. Yutma eforluğu veya
boğazda takılma hissi tanısı için gereken kan testleri, endoskopik gastroskopi muayeneyi, baryumlu röntgen, muayenehane tetkik, hastanın hikayesi gibi usuller ile yutma eforluğunun
sebebi tespit edilmeye çalışılır. Şayet hekim ur veya kanserden şüpheleniyorsa onkolojik değerlendirmeler gerekir.

Rehabilitasyon sürecinde yaşananlar

Hastalığın seviyesine ve hastanın vaziyetine göre farklılık gösteren rehabilitasyon sürecinde değişik usuller uygulanır. Şayet beyne bağlı bir nedenden dolayı yutma eforluğu görülüyorsa bunu rehabilitasyon etmek çok muhtemel değildir. Zira felçli adalelerin tekerrür etkin hale gelmesi güçtür. Bu hastalarda mide karın duvarı ile ağızlaştırılarak bu kapıdan hastanın beslenmesi sağlanır.

Şayet enfeksiyon nedeniyle ortaya çıkan disfaji ise antibiyotikler, ağız ve boğaz antiseptik gargara ve spreyleri kullanılabilir. Bademcik şişmesine bağlı yutma eforluğunun rehabilitasyonunda
bademciklerin şişmesine neden olan iltihabi vaziyetin rehabilitasyonu ya da bademciklerin cerrahi olarak alınması gibi rehabilitasyonlar uygulanır. Şayet adale hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkıyorsa fizik rehabilitasyon ile yutkunma eforluğunun önüne geçilebilir.

Kanseri önlemeye takviyeci yiyecek: Işgın

Kanseri önlemeye takviyeci yiyecek: Işgın

Amerika Birleşik Devletlerili bilim insanları, ışgından yapılacak ilaçların birkaç sene içerisinde kanser rehabilitasyonunda kullanılabileceğini söylüyor. Işgın sebzesi ile yapılan deney, Amerika Birleşik Devletlerinin Atlanta Üniversitesi’nde iki safha halinde fareler üzerinde asıllaştırıldı. Işgında bulunan parietin adlı kırmızı pigmentler kanser hücrelerine enjekte edildi. Yalnızca iki gün içinde kanser hücrelerinin yarısının can verdiği görüldü.

Kanser hücrelerini öldürüyor

Pigmentlerin modifiye edilmiş bir çeşidinin de urların gelişimini eksilttiği tanımlandı. Araştırmadan çıkan bu belirti yeni bir kanser ilacının da habercisi. Uzmanlar ışgından yapılmış kanser ilacının birkaç sene içinde kanser rehabilitasyonunda kullanılabileceğini belirtiyor. Ancak her ne kadar deney neticeleri pozitif olsa da ışgının ilaca dönüştürülmesi için bir hayli yeni araştırma yapılması gerektiği belirtiliyor. Işgın hakkında bulunan bulgu bilim dünyasında büyük bir coşku yarattı. İngiliz Daily Express gazetesinde “Işgın yaşamınızı kurtarabilir ” başlığıyla yayımlanan haber dünya medyasında büyük akustik buldu.

Kuzukulağıgiller familyasından olan ışgının Latince adı Rheum ribes. Işgın Anadolu’da ışkın, aşgın, aşkın, eşkin, eşgin, ıçgın, ıçkın, uçgun, uçkun, uşgun ve uşkun adlarıyla da öğreniliyor. Doğu Anadolu bölgesinde ise yayla muzu ve dağ muzu olarak da öğrenilen bu sebzeye yetiştiği yöreye göre Van muzu ve Hakkari muzu gibi adlar da veriliyor. Işgın, Güneybatı Asya’nın ılıman ve subtropikal bölgelerinde yetişiyor.

Tozlaşması rüzgarlarla olan ve kendi türünün öbür cinsleriyle melezlenebilen ışgın tıbbi nebatlar sınıfına girdiğinden farmakolojik araştırmalarda çok sık kullanılıyor. Ham olarak yenen, zeytinyağlı, yumurtalı yemeği ve reçeli de yapılan ışkın oldukça değişik tanımlarda kullanılıyor. Ancak Türk botanik bilimciler şuursuz ve uygun olmayan usullerle bir araya gelen ışgının Anadolu’da yok olma riski altında olduğu ihtarını yapıyor.

Mantar kanserle savaşıyor

Mantar kanserle savaşıyor

Oldukça yararlı bir gıda olan mantarın kanserle savaştada etkn rol oynadığını kaydolan Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, “Özellikle son yarıyıllarda sofralarda sıklıkla karşımıza çıkan mantar hakkında bedene sağladığı bereketler hakkında öğrenilmesi gerekenleri sıralamak gerekirse; D vitamini içeriği olan çok az natürel gıdadan bir tanesidir. Son senelerde kanser ve obezite gibi bir hayli ehemmiyetli hastalık tabloları ile ilişkilendirilen D Vitamini natürel olarak çok az gıdada yer almaktadır. 300g mantar günlük D vitaminin yüzde 20’sini karşılamaktadır” dedi.

Gıda kıymeti oldukça yüksek

Mantarın sebzeler arasında gıda kıymeti ve niteliği oldukça yüksek kıymete sahip olan ehemmiyetli gıdalardan biri olduğunu anlatan Uzman Diyetisyen Selçuk şunları kaydoldu; “Yalnızca hayvansal yiyeceklerde bulunan B12 vitamini dışında mantar cinslerinde de B12 vardır ve biyoyararlılığı beden için kullanılabilirlik daha yüksektir. Özellikle reishi, shitake ve maitake gibi bazı mantar türevleri biyoyararlılığı yüksek mantar türevleri olarak bazı çalışmalarda izlenmiştir. Mantarlar kanserden gözeten ve bağışıklığı güçlendiren antioksidan olarak da kabul edilen selenyum mineralince zengin içeriğe sahiptir” dedi.

Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmede ehemmiyetli rol oynuyor

Mantarlar sülfür kapsayan aminoasit olan ergothionoein kapsar ve bu amino asit beden hücrelerinde antioksidan rol oynamaktadır. Tiamin, Riboflavin, Niasin, Biotin, Vitamin C, Fosfor, Potasyum ve Bakırdan zengin olup vitamin ve mineral içeriği açısından çok zengindir. Bu fitobesin içeriği mantarı; kalp sıhhatini gözetmede, bazı kanser cinslerinde ve kanser rehabilitasyonu sırasında bağışıklık sistemini güçlendirmede faal rol oynamasını sağlamaktadır.

Formunu gözetmek isteyenler için ideal

İçeriğinde bulunan CLA Konjuge Linoleik Asit sayesinde yağ dokusu kaybını artırarak yağ dışı hücrelerin çoğalmasında verimleri vardır. Dolayısı ile formunu gözetmek ve yağsız adale dokusunu artırmak için fayda sağlayan yiyecekler arasındadır. Meme ve prostat kanserinde kapsadığı CLA sayesinde faydalı tesir sağladığı görülmüştür. Biyoaktif içerikleri yüksek olan bazı mantar türevleri medikal ilaç imalinde rehabilitasyon emelli, antioksidan, antihipertansif, kolesterol düşürücü, antiviral, antibakteriyel ve antiparazitik tesirleri sebebi ike kullanılmaktadır. Bazı kanser çalışmalarında beyaz mantar cinslerinin karaciğer detoksifikasyonuna pozitif tesir sağladığı görülmüştür.

İHA

Ayçiçek ve mısır yağıyla yapılan kızartmalarda kanser riski

Ayçiçek ve mısır yağıyla yapılan kızartmalarda kanser riski

Dünyanın en saygın üniversitelerinden Oxford’lu bilim insanları ayçiçek ve mısıryağlarının kimyasal toksin oluşumuna neden olduğunu, yiyeceklerin zeytinyağı ya da tereyağıyla pişirilmesi gerketiğini belirtti. Araştırmaya göre ayçiçeği ve mısır yağı tüketimi, başta kanser olmak üzere kalp hastalıkları ve bunama gibi çeşitli rahatsızlıklara sebep oluyor.

Günlük limitin çok üstünde toksin içeriyor

Uzmanlar ayrıca, çok fazla ayçiçeği ve mısır yağı tüketiminin beynin gereğinden fazla omega 6 almasına sebep olacağını böylece omega 3 alımını olumsuz etkileyeceğini belirtti. Araştırmayı yürüten Profesör Martin Grootveld, “Ayçiçeği ve mısır yağı ile kızartılan besinler, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) açıkladığı günlük limitin 100-200 katı kimyasal toksin içeriyor” ifadelerini kullandı.

A vitamini gripten gözetiyor

A vitamini gripten gözetiyor

Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, A vitamininin gribe karşı gözetici olduğunu kaydoldu. Dr.Selçuk, “Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini eforlu bir antioksidandır. A vitamini korunma sistemimizi kuvvetlendirmede en ehemmiyetli rolleri üstlenen bir vitamindir. Bu gıdaların muhakkak miktarlarda harcanması hastalıklardan korunmada ehemmiyetli rol oynar” dedi.

A vitamininden zengin gıdalar

Kalsiyumun zengin kaynağı olan süt, yoğurt ve peyniri belirtilen ölçülerde harcanmaları gerektiğini anlatan Uzman Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, şunalrı kaydoldu: “Kuru baklagil ve bulgur karışımı yemekleri; portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşilbiber, taze soğan gibi C vitamininden zengin sebze ve meyvelerle beraber sık yemek hem demir emilimini artırır hem de hastalıklara karşı olan korunmayı destekleyici bir öğün haline gelmektedir. Vitaminlerin zengin kaynağı olan sebze ve meyveleri her gün kumpaslı olarak kahvaltı ve öğünlerde harcamak gerekir. Harcanması önerilen bir yiyecektir. Haşlanmış olarak, rafadan veya özellikle C vitamini yüksek sebzeler ile omlet olarak pişirilince grip savar olarak savaşacaktır. Özellikle ıspanak, soğan, yeşil biber, pırasa, havuç, kabak, karnabahar gibi sebzeler ile omlet, mücver olarak yemek yapılıp çorbalara da ilave edilerek kullanılabilen bir yiyecektir. Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden zengin olduğu için beslenmede uygun biçimde ağırlıklarını hakimiyet ederek harcanmalıdır. Demir ve kalsiyum da bağışıklığı destekleyen minerallerdir. Sebzelerin, makarna ve eriştenin, mercimek, nohut ve kuru fasulyenin haşlama sularını dökmeleri, bu besinleri evvelden yıkayıp nemlendirdikten sonra pişirmek oluşacak vitamin kayıplarını en aza indirgeyecektir. Yenilen besinlerin besleyici bedelini gözetmek ve özellikle kansızlığı önlemek açısından yemeklerle beraber çay içmemeleri, çayı ikindi ve kuşluk gibi öğün aralarında yemek yedikten 1-2 saat sonra sarih ve limonlu olarak içmeleri, meşrubat olarak ıhlamur, nane, papatya gibi nebat çaylarını seçim etmeleri çok ehemmiyetlidir.”

Page 1 of 41 2 3 4
maltepe escort ataşehir escort kartal escort tuzla escort gebze escort ümraniye escort pendik escort kurtköy escort bostancı escort kartal escort kadıköy escort anadolu yakası escort ümraniye escort çekmeköy escort göztepe escort