Lazer ile gözlükler ve lensler tarih oluyor

Lazer ile gözlükler ve lensler tarih oluyor

Gözlerinde kırma meseleleri olan, gözlüksüz ve kontak lenssiz bir hayatın hayalini kuranlar için lazer operasyonları, hayat niteliklerini ciddi miktarda çoğaldıracak cerrahi müdahalelerdir. Gözlük ve lenslerin bakımlarının yanı gizeme, neden oldukları nedeniyle de her sene on binlerce hasta lazer operasyonunu seçim ediyor. Dünyagöz Etiler’den Op. Dr. Efekan Coşkunseven, refraktif cerrahi ile alakalı ehemmiyetli bilgiler paylaşıyor.

Lazerde son teknoloji

Günümüzde kullanılan lazer teknolojileri hakkında ayrıntılı bilgiler paylaşan Op. Dr. Coşkunseven, “Günümüzde üç jenrasyon Lazer usulü bulunmakta. Birincisi yüzeysel usul olan Notouch-PRK –LASEK- Epilasik; ince kornealarda seçim ettiğimiz ve şahsa özel Wavefront teknolojisiyle uyguladığımız çok galibiyetli bir usul. Usulin en büyük dezavantajı ne yazık ki operasyon sonrası yaşanan sızılar. Ancak 3 gün sonra hasta müthişe yakın bir görüş ile basmakalıp yaşantısına dönebiliyor.

İkinci nesil olan Lasik, korneadan ince bir flep kaldırılarak yapılan bir usul. Bu usulün başına gelen ‘i’ harfi ‘intelligent’ başka bir deyişle uslu anlamına geliyor. I-lasik femtosaniye lazer ile kaldırılan flepin altına, şahsa özel başka bir deyişle WaveFront teknolojisi ile müdahale yapılıyor. Son 20 seneye damgasını vuran bu usul, Wavefront teknolojisi sayesinde şahısların %90’ında gözlükten daha iyi bir görme elde etmelerini sağlıyor.

Üçüncü nesil ise hiç flep kaldırmadan çok özel bir fentosaniye lazer usulü ile yapılan, korneadaki lentikül dediğimiz ince dokunun çıkarılarak gözün kırma hatalarının düzelmesini sağlayan SMİLE usulü. Hiç flep oluşturmaması, asapları kesmemesi ve bu surattan kuruluk tehlikesinin daha az olması başlıca avantajları. Biz Dünya Göz Sağlık Kurumu olarak bu üç nesil lazer usulünü de bünyemizde bulunduruyoruz” şekline söyledi.

Cerrahi evveli tetkik ehemmiyetli

Lazer harekâtlarında en ehemmiyetli noktanın, cerrahi müdahale evvelinde yapılacak olan tetkik olduğunu belirten Op. Dr. Coşkunseven, “İşlemden en fazla dün, göz yapısının ve vaziyetinin işleme uygun olup olmadığının anlaşılması için yapılacak tetkik çok büyük ehemmiyet taşıyor. Zira lazer harekâtı, her göze uygulanamayabiliyor ve sağlık kurumumuzun bilgilerine göre, lazer operasyonu olmak isteyen şahısların yalnızca %50’sinin gözleri rehabilitasyona uygun bulunuyor. Harekâtın yapılacağı hastalarda aranan özellikler; 18 yaş üzerinde olunması, göz derecelerinin harekât evvelindeki 1 senelik süreçte 0,50 diyoptriden fazla değişmemiş olması, -10 diyoptriye kadar miyop, -6’ya kadar astigmat ve +4 diyoptriye kadar hipermetrop bulunması, kornea doku kalınlığının yeterli olması, diyabet, romatizma eşi sistematik hastalıkların bulunmaması, gözlerde başka rastgele bir hastalık olmaması ve göz yapısının tetkik neticesinde lazer harekâtına uygun bulunması biçiminde sıralanabilir. Yapılacak tetkik sayesinde, yanlış müdahalelerin önüne geçmek olası” dedi.

Sızısız bir rehabilitasyon

Lazer harekâtları ile alakalı yanlış öğrenilen noktalara dikkat sürükleyen Op. Dr. Coşkunseven, “Lazer ile alakalı ulus arasındaki yanlış bilgiler arasında en ehemmiyetlisi, harekâtın sızılı ve kanamalı bir müdahale olduğudur. Bu bilgi tamamen yanlış. Zira hiçbir biçimde rastgele bir kanama olmamasının ötesinde, lazer harekâtları sızısızdır ve iyileşme süreçleri de oldukça süratlidir. Müdahale, gözün damarsız bir dokusu olan korneaya yapılır ve damla anestezisi kullanılarak hiçbir sızı veya sancı sezilmez. Ayrıca bu rehabilitasyonun ardından hastalar, ilerleyen yarıyıllarda katarakt gibi değişik göz hastalıklarının rehabilitasyonlarını da gönül rahatlığı ile hakikatleştirebilirler. Hastaların, operasyon olacakları sağlık kurumularda; teknolojik ve hijyenik altyapı, doktor kadrosunun tecrübeyi, tüm tıbbi malzemelerin yalnızca kendileri için kullanıldığından emin olmaları ve bu sağlık kurumunun gözün her dalında hizmet vermesi, dikkat etmeleri gereken hususlar” biçiminde uyardı.

Rehabilitasyon sonrasında dikkat edilmesi gerekenler

Uygulanacak olan rehabilitasyon sonrasında, hastaların dikkat etmeleri gereken mevzularda ihtarlarda bulunan Op. Dr. Coşkunseven, “Lazer rehabilitasyonlarının ardından hastalar, genellikle ertesi gün işe gidebilirler. İlk birkaç saatlik süreçte, hafif bir batma hissi ve sulanma yaşanması sıradandır. İlaçların, hekimin öneri ettiği biçimde kumpaslı bir biçimde kullanılmasını ve güneş ışınlarına karşı ilk günlerde güneş gözlüğü takılmasını öneri ediyoruz. Ayrıca ilk 24 saatlik süreçte, hastaların banyo yapmaması ve rehabilitasyon edilen gözle oynamaması da enfeksiyon tehlikesini eksiltecektir. Ayrıca emin aralıklarla yapılacak hekim hakimiyetlerine gitmekte de büyük fayda var” ifadelerini kullandı.

Astıma natürel ilaç elma suyu

Astıma natürel ilaç elma suyu

Dünyada en sık tesadüfülen kronik hastalıklardan birinin astım olduğunu vurgulayan uzmanlar, gıdalar ve beslenme alışkanlıklarının astımın kronikleşmesinde ehemmiyetli bir rol oynadığını söylüyor. Uzmanlar hastalığın hayat niteliğini negatif etkilediğini belirtirken, antioksidan içeriği yüksek elma suyunun astım bulgularını eksilttiğini vurguluyor.

Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısım Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, astımın solunum yollarının süregelen bir cerahat neticeyi fazla derecede duyarlı olmasına ve bazı etmenlerle zaman zaman daralmasına neden olan bir solunum yolu hastalığıdır dedi. İnanç astımda beslenmenin en ehemmiyetli rollerinden birinin antioksidan vitamin alımı olduğunu söylerken, antioksidan vitamin ve minerallerin astım sıklığını eksilttiğini vurguladı.

İnanç: “Elma suyunun soluk darlığı ve astım semptomları üzerine tüm bu pozitif tesirlerinden dolayı elma suyunun astımlı fertlerde yeterli ve balanslı bir beslenme tablosu içerisinde her gün bir kadeh harcanmalı” dedi. Meyve suyunun içeriğindeki vitamin, mineraller ve flavanoidlerle bağışıklık sistemini gözetici özelik gösterdiğine dikkat sürükleyen İnanç, bedenin su balansını gözeten, C vitamini, karotenoid ve fenolik bileşik içerikleri ile astım dışında bazı kanser cinsleri ile kalp hastalıklarına karşı gözetici tesiri olduğunu da vurguladı.

Yumurtalık kistlerinin bir hayliyi sıradandır

Yumurtalık kistlerinin bir hayliyi sıradandır

Kadınlar arasında sık sık şikayet edilen gidişatlardan biri de yumurtalık kistleri. Bu kistlerin bir hayliyi kadının fizyolojisi gereği bedende bayağı seyirde ilerlerken, bazı kistler için ise rehabilitasyon gecikmeden uygulanmalı.

Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Cem Fıçıcıoğlu size ‘Yumurtalık kistleri’ ile alakalı ehemmiyetli bilgiler veriyor…

Continue reading …

Migren sızılarına ilaçsız rehabilitasyon

Migren sızılarına ilaçsız rehabilitasyon

İnsanların yüzde 70’inin yaşamlarının rastgele bir yarıyılında baş sızısına maruz kaldığını ifade eden Fizik Rehabilitasyon ve Manipülasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, baş sızılarının yüzde 90’ının migren veya gerilim tipi baş sızısı olduğuna dikkat çekti.

Migrenin cemiyette görülme sıklığının yüzde 15 ortamında olduğunu belirten Şahabettinoğlu, “Nöbetler halinde şiddetli ve zonklayıcı bir baş sızısı olup genellikle tek taraflı olur. Birliktesi bulantı veya kusma olabilir. Işık, ses ve harekete fazla hassasiyet olup, 2 ila 72 saat sürebilir. Krizler arası gidişat klasiktir. Stres, açlık, az veya çok yatmak, hava değişmesi, adet yarıyılı, peynir, çikolata, salam, sosis gibi besinler, kırmızı şarap, fazla ışıklı flüoresanlı mekânlar migreni tetikleyebilir. Medikal rehabilitasyonunda ise kriz anında ve krizler arası kullanılan ilaçlar vardır. Son senelerde ise kranial masaj ve manipülasyonun ba’ın elle rehabilitasyonu migren ve gerilim tipi baş sızılarında tesirli olduğu görülmektedir” dedi.

Elle fizik rehabilitasyon ve masaj

Sık sık yinelenen baş sızılarının hafife alınmaması gerektiğini ifade eden Şahabettinoğlu, öncelikle bir uzman hekime gidip tetkik olunması gerektiğini söyledi.

Migren ve gerilim tipi baş sızılarında verilen medikal rehabilitasyona ilaveten kranial ve servikal manipülasyon elle fizik rehabilitasyon ve masajın, rehabilitasyonda oldukça galibiyetli neticeler verdiğini anlatan Şahabettinoğlu, “Rehabilitasyon sırasında baş ve boyun bölgelerinde, sızı biçimi ve lokalizasyona göre alakalı noktalara ellerle emin açılarda ve farklı derecelerde tazyikler ve yeniden bazı germe, döndürme manevraları uygulanıyor. Migren ve gerilim tipi baş sızılarındaki kranial manipülasyon ve masaj rehabilitasyonu, hastalığın derecesine göre 3-6 seans sürüyor. Rehabilitasyon ise 3 veya 5 gün aralıklarla uygulanıyor” diye konuştu.

Hacamatın Bereketleri

Hacamatın Bereketleri

Seçenek tıp uygulamaları, 27 Ekim 2014 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan idaremelik ile tanınmış, günümüzde de giderek yaygınlaşmıştır. Günümüzde sağlık kurumular ve eğitim müesseseleri dahi seçenek tıp uygulamaları yapmakta.Popülerliği zamanla çoğalıyor olan hacamat rehabilitasyonu kupa usulü olarak da öğrenilir. İlk kez beynelmilel olarak ülkemizde yapılacak ve Cumhurbaşkanlığı himayesinde hakikatleştirilecek olan 1. Ananesel ve Bitirici Tıp Kurultayı, 18-22 Nisan tarihleri arasında hakikatleştirilecek. Peki hacamatın bereketleri nelerdir? Hangi hastalıkları iyileştirici tesir gösterir?

Öğrenilen adı hacamattır

Değişik kültürlere has inanç ve deneyimlere dayalı uygulamaların usulü olan ananesel ve bitirici tıp uygulamaları ile fiziksel ve psikolojik hastalıklardan korunma, tanı koyma ve iyileştirme süreci sağlanır. Batı tıbbını bitirici usul olarak da adlandırabiliriz.Bu uygulamalardan en öğrenileni olan ise kupa rehabilitasyonu, millet arasında öğrenilen ismiyle hacamat; binlerce sene evveline direnen daha önceki bir tıbbi rehabilitasyon usulüdür. Çinliler, Mısırlılar ve Araplar, ananesel rehabilitasyon usulü olarak kullanmışlardır. Kupa rehabilitasyonunu ilk kez antik Mısırlılar kullanmıştır. Ebers papirusları M.Ö. 1550 en daha önceki tıbbi kitap olup bedenden yabancı maddelerin atılması için kupa uygulanarak kanamayı tasvir eder.

Bir çeşit boşaltım rehabilitasyonudur

Kupa rehabilitasyonu bir çeşit boşaltım rehabilitasyonudur. Bir Hayli ananesel rehabilitasyon usulünde olduğu gibi hastalığa neden olan maddelerin bedenden uzaklaştırılmasını sağlamaktadır. Kupa rehabilitasyonunun iki çeşidi bulunur. Birincisi kuru kupa rehabilitasyonudur. Bu uygulama, daha çok sızılı belirtilerde kullanılır. Islak ya da yaş kupa ismiyle asıllaştırılan ikinci rehabilitasyon olan hacamat ise, dahili hastalıklar dahil olmak üzere daha geniş bir çerçevede kullanılmaktadır. Zaman zaman herkesin, hastalıklar veya beceriksiz beslenme neticeyi bağışıklığı düşebilir. Kupa rehabilitasyonu, bedendeki rastgele bir cılızlığı ortadan kaldırmaya dayanakçıdır. Hacamatın bereketleri saymakla bitmiyor! Bu rehabilitasyon sayesinde, birey bitkinlik ve halsizlikten kurtulabilir. Rehabilitasyonda, sertleşen asaplar açılır ve bedenin en çok gereksinim dinlenen kısımlarına kan verilir.

İşte hacamatın bereketleri

Cilde iyi gelebilir

Değişik cilt hastalıkları olan bireyler de kupa tedavisinden faydalanabilir. Bu hastalıklar; iltihaplı sivilce, uçuk, çıban, hatta sivilce dahildir. Bu rehabilitasyon cildi temizletir, kanda bulunan rastgele bir yabancı partikülü ortadan kaldırır. Ayrıca bedenin, korunma mekanizmalarını enfeksiyonlardan gözetmek için kuvvetlendirilmesine dayanakçı olabilir. Kupa rehabilitasyonu cildin solunumunu iyileştirmeye dayanakçı olur. Cildin hücrelerinin başkalaşımını sağlar. Ten hücreleri iyi bir metabolik etkinliğe sahip olduğunda, değişik bezlerin işlevleri de büyür. Bu bezler aynı zamanda ürik asitleri dışarı atmada da dayanakçı olurlar. Dermatolojik hastalıklarda kupa rehabilitasyonunun emeli sakin ve sıkışık kanı vazgeçmektir.

Ateşi düşürebilir

Kupa rehabilitasyonunun ateşi düşürdüğü öğrenilmektedir. Antik çağlardan beri rehabilitasyonun emellerinden biri olarak görülür. O zamanlar uygulayıcılar, ateşin ‘makûs kan’dan kaynaklandığına inanıyorlardı. Bu surattan kanı çıkarmak için bu rehabilitasyonu kullandılar, dolayısıyla hastalığı iyileştirdiler. Çalışmalar, kupa rehabilitasyonunun patojenik etmenleri etkilediğini göstermiştir. Bunlar, bedenin homeostazında sızı ve rahatsızlığa neden olur.

Damarları kuvvetlendirir

Karaciğer hastalıklarının önlenmesini sağlayabilir

Kupa rehabilitasyonu, kanda bulunan rastgele bir lekeliliği çıkarır. Bu olduğunda kan karaciğere daha iyi akar. Bu, karaciğerin işlevselliğini ve üretkenliğini geliştirmeye dayanakçı olur. Kolesterolü metabolik olarak dönüştürür. Ayrıca kandaki fazla trigliseritlerin dönüştürülmesinden mesuldür. Karaciğer bu işlevleri yerine getiremezse, kan fazla şeker depolamaya başlar. Bu, bedenin kan şekeri seviyesini yükseltir. Hacamatın bereketleri sayesinde karaciğer, kanı tesirli bir biçimde detoksifiye edebilir. Bu harekât bedenin optimum sıcaklığını da gözetir.

Kan dolaşımını artırabilir

Kupa rehabilitasyonu dolaşım sistemini pozitif tesirler. Damarları kuvvetlendirerek kan akışını artırmaya dayanakçı olur. Aynı zamanda tıkalı kanı kaldırarak atardamar adaleleri kuvvetlendirir. Meblağlı bir kan akışı olmadan, beden iyi işlev göremez. Bu, vücudun hareketi, nörolojik süreçleri ve beden sistemlerinin öbür süreçleri için çok ehemmiyetlidir. Kan iyi gezerse, beden muhtelif hastalıklara karşı iyi bir bağışıklığa sahip olacaktır. Kan akışını uyarmanın yanı gizeme, başka faydaları da vardır. Bedenin değişik bölgelerinde iltihaplanma ve şişmeye neden olan akışkanların giderilmesine dayanakçı olur.

Romatizmal hastalıkları iyileştirebilir

Kupa rehabilitasyonu, romatizmal hastalıklar için bilimsel olarak ispatlanmış bir rehabilitasyon usulüdür. Eklem sızısı, romatizma ve artrit gibi romatizmal hastalıklar böyle bir usulle rehabilitasyon edilebilir.

Bunalım ve baş sızısında da tesirli

Kupa rehabilitasyonu asap sistemi için de yararlıdır. Günümüzde asap sistemindeki bir hayli hastalık ve rahatsızlık giderek yaygınlaşmaktadır. Günümüzce, pek çok birey teşhis ve rehabilitasyon edilmesi daha da güç olan psikolojik meselelerden muzdarip. Nöronlar birbirleriyle irtibat kurduğunda bedenin asap sistemi çalışır. Bu vaziyet olduğunda beyin, sinyalleri bedenin öbür kısımlarına iletebilir. Kupa rehabilitasyonu, sinyallerin iletilme sürecine dayanakçı olur. Beyin sıhhatli olduğunda, sinyalleri iyi iletebilir. Bu, bedenin geri kalanını cevaplar. Bu rehabilitasyon ayrıca bunalım, baş sızısı gibi duygusal meselelere karşı da son derece tesirlidir.

Doç. Dr. Halit Yerebakan

özel içeriğidir.

Daha iyi bir cinsel hayat için gülün

Daha iyi bir cinsel hayat için gülün

Tebessümmek, gülümse etmek sadece bir insanın hoş görünmesini sağlamıyor. Tebessümmenin fiziksel ve ruhsal sıhhate bir hayli bereketi mevcut.

İşte yapılan araştırmalara göre tebessümmenin verimleri…

HABERİN DEVAMI İÇİN TIKLAYIN…

Baharatların bereketleri

Baharatların bereketleri

Yemeklere tat vermesinden dolayı mutfaklarımızda sıklıkla kullandığımız baharatların sayılamayacak kadar çok yararı bulunmakta. Bir çok hastalığında şifası olan baharatların bilinmez verimlerini Doç. Dr. Halit Yerebakan anlattı.

Fesleğen

Yemeklerinize ilave edeceğiniz fesleğen hücresel seviyede fayda sağlayabilir. Hücrelerinizi ihtiyarlamaya hatta onları öldürmeye neden olan hür radikal ismindeki maddelerden korur. Fesleğenin kalp hastalığı, kanser, kemik erimesi ve Alzheimer hastalığına neden olan bu maddelere karşı hücrelerinizi gözettiği bilimsel olarak gösterilmiştir.

Kekik

Ülkemizde en yaygın kullanılan baharatlardan birisi olmanın yanı gizeme baharat dünyasının yegane mikrop öldürücüsüdür. Bakteriyel enfeksiyonlar kolay bir boğaz enfeksiyonundan zatürreye kadar uzanabilir. Araştırmalara göre kekik antibiyotiğe mukavemetli olan bakterileri öldürdüğünü göstermişlerdir. Aynı zamanda kekik özü bulunan gargara veya damlalar, boğaz sızılarını ve enfeksiyonlarını giderebilir. Soğuk algınlığı yarıyılında öksürüğünüzde varsa sınamanıza bereket var

Adaçayı

Hücresel seviyede büyüyen iltihabi tepkinler bedenlerimizn erken ihtiyarlamasının esas nedenidir. Yalnızca çayını demlek değil, aynı zamanda yemeklerinizde baharat olarak da kullanabileceğiniz bu nebat romatizma, astım ve damar sertliğine neden olan tepkinlere karşı vücudunuzu gözetebildiği gösterilmiştir.

Keklikotu

Keklikotu içinde bulunan faktör madde rosmarinik asitin bereketleri bir çok araştırma tarafından belgelenmiştir. Hür radikalleri hücre seviyesinden temizlyerek genç kalmanızı sağlamanın yanında en geniş tesirli antibiyotik özelliğe sahiptir. Öyleki mantar enfeksiyonlarına dahi iyi geldiği gösterilmiştir.

Zencefil

Tazesini, kurusunu isterseniz de öğütülmüşünü kullanabilirsiniz. Dünya üzerinde zencefil kadar güçlü ve şifa dağıtan baharata az denk kazançsınız. Kalbinizi, damarlarınıza gözetir, zayıflamaya takviyeci olur, kolesterolünüzü düşürür, bağışıklık sisteminizi güçlendirir, bakteri ve mantarları yok eder, mide bulantınıza iyi kazanç…Daha saymıyorum…

Karanfil, tarçın, muskat ve ardıç karışımı

Büyülü sindirim sitemi silahıdır. Özellikle etlerin baharatlanmasına kullanılan bu karışım sindirime takviyeci olur ve gaz yaradılışını önler. İçince bulunan tarçın kan şekeri seviyelerini dengeler.

Tarçın

Kan şekeri tertip edilmesinin yanında tarçının sızı kesici özelliği de var. İster çay olarak isterseniz tozunu sulandırarak ağrıyan eklemlerinize uygulayabilirsiniz. Antibiyotik özelliği de olan tarçının çayını içmek diş eti hastalıklarına, diş çürüklerine ve hatta idrar yolu enfeksiyonlarına da iyi geldiği bilimsel olarak gösterilmiştir.

Karanfil

Karanfil tüm baharatlarla karşılaştığında bedenimize hasar veren hür radikalleri en fazla arınma eforuna sahiptir. İçinde bulunan eugenol ismindeki madde hafif anestezi özelliğine sahiptir, diş sızıları, diş eti hassasiyeti, aftlar, be boğaz sızılarına iyi gelebilir. Solunum sistemi meseleyi olan astom ve bronşite fayda sağlayabilir ve bunlara ilave olarak sindirim sitemi zehirlenmelerinde de tesirlidir. Bir kuru karanfilden daha ne beklenebilir ki?

Zerdeçal

Tıp dünyasının son 10 senedeki favorisi. Kanser hücrelerini, özellikle vücuda dağılmış kanserlere tıbben iyi geldiği gösterilmiştir. Tepkin önleyici özelliği ile tüm reaktif hastalıklara iyi kazanç. En sık kullanıldığı ülke Hindistanda kanserler dünya kanser oralamasının 10 kat altındadır, bilim dünyasının ortak düşüncesi olarak bunun nedeninin zerdeçal olduğunu düşünüyoruz. Özellikle sütun kanseri üzerine tesirleri harikulade, kullanılması neticeyi bu kanser hücrelerinin içine saatli bomba yerleştirmiş gibi tesir gösteriyor.

Kakule

Çay, kahve, et yemekleri ve daha bir çok kullanım alanı olan bu baharat kan dolaşımını çoğaldırır, enerji verir, ve anti-depresan tesirleri vardır. Arap kahvesi içinde mutfağımıza giren bu baharatı da unutmuyoruz.

Kimyon

Evinde kimyon olmayan kimse görmedim desem yeridir. Özellikle etlerde yaygın olarak kullandığımız bu baharatın gizemi bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirmesidir. Ayrıca karaciğerinizi kuvvetlendiri, gaz oluşmasını önler ve sindirime katkı sağlar.

Çörek Otu

Çörek otu tohumları tarihte en çok kullanılan ve değer katılan tohumlardan birisidir. Daha Önceki Mısırlılardan Antik Yunan medeniliğine dek pek çok kültürde çörek otu tohumunun sıhhat için kullanımından bahsedilmiştir. Günümüzde de çörek otu tohumları ve yağı üzerine yapılmış çok rakamda muayenehane çalışma bulunmaktadır. Çörek otu yağı, soğuk pres usulü ile elde edilen değişmez bir yağdır. Bağışıklık sistemini destekleyici tesiri sebebiyle özellikle mevsim geçişlerinde beden mukavemetini artırmaya takviyeci olarak kullanılabilir. Bazı çalışmalarda çörek otu yağının alerjik hastalıkların rehabilitasyonunda adjuvan olarak kullanımının pozitif tesirleri olabileceği ileri sürülmüştür. Sindirimin hafifletilmesine takviye takviye olarak kullanılabilir. Emziren annelerde laktasyonu artırmaya süt salgısını artırmaya takviyeci olarak kullanılabilir. Egzama gibi cilt hastalıklarında takviye olarak kullanılabilir. Ayrıca bazı çalışmalar çörek otu yağının açlık kan şekeri, total kolesterol ve LDL seviyelerinin düşmesine de takviyeci olduğunu göstermiştir.

Doç. Dr. Halit Yerebakan

özel içeriğidir.

Patatesin verimlerini görmezden gelmeyin

29 Aralık 2019 Cinsel Sağlık

0 Yorumlar

Patatesin verimlerini görmezden gelmeyin

Özellikle çocukların hoşlanarak yediği patatesin sıhhate pek çok yararı var.

İşte patatesin bilinmez bereketleri…

-Mide ve onikiparmak ülserinde faydalıdır.

-İçeriğinde bol ölçüde nişasta, B ve C vitaminleri bulunur.

-Şeker hastalarına bereketlidir.

-Susuzluğu giderir.

-Karaciğer şişliğini giderir.

-Safra akışını basitleştirir.

-Bağırsak solucanlarının düşürülmesine takviyeci olur.

-Damar sertliğine bereketlidir.

-Sert bir şey yutulduğunda yabancı maddenin hasar vermeden çıkmasını sağlar.

-Skorbüt hastalığını önler.

-El ve ayak çatlaklarında bereketlidir.

-Kandaki şeker seviyesini düşürür.

-Kanı pakler.

-Kansere karşı gözetir.

Dondurmanın bilinmez verimleri

25 Aralık 2019 Cinsel Sağlık

0 Yorumlar

Dondurmanın bilinmez verimleri

Yaz aylarının bırakılmaz tatlısı olan dondurmanın gerçeğinde bilinmez bir çok yararı var. Sağlık Yönetimi Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Özyaral dondurma hakkında doğru öğrenilen yanlışları ve dondurmanın bereketlerini anlattı.

Kalsiyum

Kemiklerinizi güçlendirir. Dondurmalar içeriğindeki sütten dolayı kalsiyum açısından zengindir. Kalsiyum dişleri gözetir ve eforlu diş etleri oluşturur.

Kanser tehlikesini eksiltir

Dondurmadaki kalsiyum içeriği de sütun kanserinin kısmetini eksiltmeye destekçi olur. Kalsiyum yüksek tehlikeli fertleri kolorektal veya sütun kanserine yol açabilen polipleri geliştirmekten gözetiyor ve kalsiyum dayanağının sona ermesinden sonra uzun süren verimler görüyor.

Enerji ve vitamin kaynağıdır

Bedenin enerji üretmesine destekçi olan karbonhidratlar, yağlar ve proteinler açısından zengindir. Yağda çözünen A, D, E, K ile suda çözünen B kompleks, C vitaminlerini kapsar.

Kilo vermeyi takviyeler

Soğuk bir şey olması beden ısısını çoğaldırır. Bedenimizin meyli olduğu için, bedene giren soğuk bir şeyi ısıtmak zorundadır. Sıcaklığı ayarlama sürecinde beden, kalori ve yağ yakar.

Bağışıklık sistemini takviyeler

İçeriğindeki laktoferrin ve sitokinler, bedenin korunma sistemini kuvvetlendirir. Özellikle influenza grip virüsüyle savaşır, hastalığın iyileşme sürecini takviyeler.

Mutluluk verir

Dondurma, uyku, bilme ve genel ruh hali gidişatlarında destekçi olmaktan mesul olan Serotonin olarak da öğrenilen beyin kimyevisini, Trombotonin’i uyarır.

Gebelik kısmetini artırır

Dondurma veya süt mahsulü kumpaslı olarak yağ içeriğine sahiptir ve anne karnındaki hamile kalma ihtimalini çoğaldırmaya destekçi olur.

Fazla kahve tüketimine dikkat

19 Aralık 2019 Cinsel Sağlık

0 Yorumlar

Fazla kahve tüketimine dikkat

Kahvenin dikkat dağınıklığı, bitkinlik gibi meselelere geçici çözüm olduğu doğrudur ama aşırısı hasara dönüşebilir.

İşte fazla kahve tüketiminin hasarları…

Kalbe büyük hasarları var

Fazla kahve tüketimi kalbin ritmini negatif doğrultuda etkiliyor. Kahvenin kapsadığı kafein fazla harcandığında, kalpte ritim bozuklukları alana gelebiliyor. Kumpassız kalp atışları kalp çarpıntısına ya da taşikardi gibi rahatsızlıklara neden olabiliyor. Hekimler özellikle kalp hastalarının hudutlu ölçüde kahve içmelerini öneri ediyor.

Tansiyonunuzu yükseltebilir

Kumpaslı olarak günde dört beş kadeh kahve içenler üzerinde Edinburgh Üniversitesinin yaptığı araştırmalarda kandaki tazyik, başka bir deyişle tansiyon süratle yükseldi. Yapılan testlerde, yüksek ölçüde kahve tüketiminin tansiyonu süratle yükselttiği görüldü.

Ülseriniz varsa dikkat edin

Kahve, ülser gibi mide rahatsızlıklarına neden olmasa da, bu hastalıkların varlığında makûslaşmasını tetikliyor. Kahve, midenin asit salgılamasını uyarıyor.

Şeker hastaları dikkat

Bu yıl söylenen iki raporda; kafeinin Tip 2 şeker hastalığı üzerindeki tesirleriyle alakalı olarak değişik görüşlere yer verildi. Amerika’da yapılan araştırmalarda, yemek zamanlarında yükselen kan şekeriyle beraber harcanan kahvenin şeker hastalığını negatif doğrultuda etkilediği ortaya çıktı. İngiltere ise, yapılan bu araştırmanın eksik olduğunu ve Tip 2 şeker hastalığının kahveden negatif doğrultuda etkilenmediğine söyledi. Uzmanlar kahvenin içindeki kafeinin değil, minerallerin şeker hastalığına karşı gözetici bir tesiri olduğunu korunuyorlar.

Bedende su kaybına yol açıyor

Uzmanların bir kısmı kahvenin bedende akışkan kaybına neden olduğunu korunurken, bir kısmı da bu kaybın ehemmiyetsiz derecede az olduğunu korunuyorlar.

Migreni de tetikliyor

Kahve uzun zamanlardan beri migreni tetikleyen uyarıcıların başında sayılıyor. Kahvenin bileşenlerinin beyinde bulunan kan hücrelerini tetikleyerek migrene neden olduğu, araştırmalarda görülüyor.

Vitamin ve mineral kaybı

Kafein, bedenin demir ve öbür yiyecekleri emmesini yasaklıyor. Ayrıca, kalsiyumun idrar ile bedenden atılmasına neden oluyor. Bu da osteoporoz kemik erimesi tehlikesini artırıyor.

Doğurganlığı negatif etkiliyor

Kafeinin doğurganlığı negatif doğrultuda etkilediği öğreniliyor. Günde üç fincan veya daha fazla kahve içmek, kadının doğurganlık oranını eksiltiyor. Zira fazla ölçüde kafein tüketimi yumurtlamayı negatif etkiliyor. Bu mevzuda sansasyonel bir başka netice ise, Brezilya’dan geliyor. Brezilya’da bulunan Sao Paulo Üniversitesi uzmanlarının yaptığı araştırmalarda, her gün kumpaslı olarak kahve içen erkeklerin içmeyenlere oranla daha eforlu spermleri olduğu ispatlandı. Kafeinin spermin üzerinde uyarıcı tesiri olduğunu korunan uzmanlar, bunun merkezi asap sisteminde de aynı tesiri gösterdiğini iddia ediyorlar. Gebelik Kafeinin anne karnındaki bebeğe hasarlı olduğu öğreniliyor. Uzmanlar, hamile bayanların günlük kafein harcama hudutlarının 300 mg olduğunu belirtiyorlar.

Page 1 of 21 2
maltepe escort ataşehir escort kartal escort tuzla escort gebze escort ümraniye escort pendik escort kurtköy escort bostancı escort kartal escort kadıköy escort anadolu yakası escort ümraniye escort çekmeköy escort göztepe escort