Kafa tabanı urları ve rehabilitasyonları

Kafa tabanı urları ve rehabilitasyonları

Yürümede balanssızlık, yüzde sızı, kulak çınlaması, burun tıkanıklığı ya da burun akıntısı gibi bulgular, kafa tabanı urlarından kaynaklanabiliyor. Sezilen rahatsızlıkların değişik hastalıklarla karıştırılması ve kafa tabanı urlarının erken yarıyılda bulgu vermemesi ise teşhisi geciktirebiliyor. Memorial Şişli Sağlık Kurumu Beyin, Asap ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Prof. Dr. Gökhan Akdemir, kafa tabanı urları ve rehabilitasyonları hakkında bilgi verdi.

Her yaşta ortaya çıkabilir

Kafatasının gözetmesi altında bulunan beyin, kafatasının alt kısmındaki deliklerden, asaplar ve omurilikle dışarıya doğru ilerleyerek, işlevlerini yerine getirmektedir. Kafatası denilince daha çok üst kısım anlaşılmakla beraber; burun, göz, kulak ve omuriliğe doğru inen bir yapısı da bulunmaktadır. Asaplar, damarlar ve omuriliğin bulunduğu bu bölgede ortaya çıkan rahatsızlıklar, gerek anatomik gerekse bölgesel açıdan karışık hastalıklardır. Her yaşta görülebilen kafa tabanı urları, çocukluk çağında kraniofarenjiom, 30-40’lı, bazen de 50’li yaşlarda hipofiz urları, menenjiomlar ve Schwannom biçiminde ortaya çıkmaktadır.

Bu bulguları önem verin

Genellikle iyi mizaçlı olan kafa tabanı urları, gelişim sürati yavaş olduğu için erken yarıyılda genellikle bulgu vermemektedir. İlerleyen yarıyılda özellikle yüzde şiddetli sızı ile ortaya çıkan kafa tabanı urları;

– Çift veya flu görme
– Duyma kaybı veya kulakta çınlama
– Burunda akıntı veya tıkanıklık
– Yürümede balanssızlık gibi bulgular verebilmektedir.

Sezilen rahatsızlıklar, değişik hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Hastalar bu şikayetler ortaya çıktığında ilk olarak göz ya da kulak burun boğaz hekimlerine müracaat etmektedir. Kapsamlı bir nörolojik tetkikin ardından Bilgisayarlı Tomografi BT, beyin tomografisi ve MR gibi radyolojik muayenelerin ardından teşhis konulabilmektedir.

Kir ve benleri önem verin

Kafa tabanı urları arasında özellikle Schwannom’a ait nörofibromatozis isimli hastalıkta genetik geçişin tesirli olduğu öğrenilmektedir. Genellikle beyin, kulak ve etraf asaplarda gelişim gösteren Schwannom urları bulunan hastalarının ciltlerinde et beni gibi yaygın benler ya da sütlü kahve gibi büyük kirlere sık tesadüfülmektedir.

İleri teknolojiyle operasyonlar daha tehlikesiz

Kafatasının alt kısmında ortaya çıkan urlar, anatomik olarak güç bir bölgede olduğundan uzman ellerde rehabilitasyon edilmesi gerekmektedir. Hastalık beynin kabuğunda olduğunda, kafatası kubbesi kaldırılarak bu kısma erişilebilmektedir. Ancak mesele kafa tabanında olduğunda yukarıyadan alta yol kat etmek beyinde istenmeyen tesirlere neden olabilir. Teknolojinin ilerlemesiyle endoskopik olarak kafa tabanı urlarına; burundan, gözlerin arasından, kulağın içinden, boyun kısmından ve geniz bölgesinden beyne hasar vermeden girilebilmektedir. Koku alma, görme ve surat hareketleri gibi asapların cerrahi harekât sırasında zarar görmemesi için operasyonlarda güvenliği üst seviyeye taşıyan nöromonitörizasyon ve nöronavigasyon gibi ileri teknolojilerden yararlanılmaktadır.

Bazı vaziyetlerde ek rehabilitasyon gerekebiliyor

Operasyonla alınan kafa tabanı urları genellikle iyi mizaçlı olduğundan ek rehabilitasyona fazla gereksinim dinlenmemektedir. Ancak kafa tabanının derinliklerinde yer alan bazı yaradılışlarda, misalin ana şahdamarı bölgesinde yer alan urlarda Gamma knife, cyber knife ve LINAC rehabilitasyonu uygulanabilmektedir.

Mevsim geçişlerinde ani duyma kaybına dikkat

Mevsim geçişlerinde ani duyma kaybına dikkat

Bir sabah uyandığınızda ya da gün içinde kulağınızın birden tıkandığını fark ettiyseniz, etrafınızdaki sesleri dinlemekte zorlanıyorsanız ve birliktesi uğultu şikayeti yaşıyorsanız bu vaziyet ani duyma kaybı ile karşı karşıya olduğunuz anlamına gelebilir. Memorial Ankara Sağlık Kurumu Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Doç. Dr. Mustafa Cem Özbek, ani duyma kaybı ve rehabilitasyonu mevzusunda bilgi verdi.

Aniden gelen duyma kaybı

Genellikle tek kulakta aniden ortaya çıkan duyma kaybı, sıklıkla birliktesi uğultu ile kazanç. Bazen baş dönmesi de bu belirtilere eşlik eder. Duyma kaybı büyüyen kulakta ortaya çıkan çınlama, uğultu eşi sesler de hastaların öteki sıkça yakındıkları meseledir. Kulakta akıntı, kaşıntı gibi enfeksiyon belirtileri yoktur. Ani duyma kaybının sebebi bütün olarak muhakkak değildir. Virüsler, en sık nedenler arasındadır. Ancak damar tıkanmalarına, bedenin kendi ürettiği antikorlara karşı oluşan tepkin neticeyi veya beyin içerisindeki bir ura bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Bu hastalarda kesintisiz bir sızı olmaz ancak bazı hastalar anlık zonklayıcı sızıdan davacı olabilirler. Sızısı olan hasta grubunda etmen genellikle virüslerdir. Aniden ortaya çıkan duyma kaybı en aşikar belirtidir.

İlk 3 gün içinde rehabilitasyona başlanmalı

Ani duyma kaybı iç kulağı ilgilendiren bir meseledir. Genellikle erişkinlerde görülür, hastaların %98’i 25 yaşın üzerindedir ve diyabeti ya da tansiyon yüksekliği olan hastalarda daha sık ortaya çıkar. Genellikle tek taraflıdır. Ani duyma kaybı yaşandığında hemen hekime müracaat etilmelidir. Bu hastalıkta özellikle ilk üç gün rehabilitasyon açısından çok bedellidir. İlk üç günde başlanılacak rehabilitasyon duymanın bütün geri gelmesinde en ehemmiyetli etmendir. En geç bir hafta içinde rehabilitasyona kesinlikle başlanılmalıdır.

Duyma kısa müddette geri kazanılabilir

Rehabilitasyonda ilk olarak damardan daha sonra ağız yoluyla kortizonlu ve damar açıcı ilaçlar verilir. Lüzumlu gidişatlarda virüse müteveccih rehabilitasyon da uygulanabilir. Ağızdan veya damardan ilaçlar verilirken eş zamanlı olarak kulak içine intratimpanik ismi verilen usulle ilave olarak kortizonlu ilaçların verilmesi iyileşmenin süratlenmesine katkı sağlayacaktır. Rehabilitasyona bir hafta içinde cevap alınamıyorsa,tazyik altında solunan oksijen rehabilitasyonu uygulanabilir. Rehabilitasyonun yanı gizeme hastadan şeker, tiroit gibi hastalıkların taranması emeliyle kan muayeneleri de istenir. Şayet bunlarda anormal kıymetler varsa kesinlikle banal seviyelere çekilmesi gerekir. Kan şekeri yüksek olan bir hastanın şeker seviyeyi banal seviyelere çekilemezse hastalığın da düzelmesi zorlaşacaktır.Rehabilitasyon sonrasında da şayet ani duyma kaybına neden olan bir hastalık var ise, hakimiyeti de yine bir duyma kaybı büyüme tehlikesini eksiltecektir. Ayrıca kulağın MR muayeneyi kesinlikle yapılmalıdır. Yankı nörinom denilen beyin içindeki bir ura bağlı olarak da bu hastalık görülebilir. Bu urların iyi mizaçlı olup yavaş gelişmeleri ya da hiç sihrime yapmamaları halinde de hakimiyet altında yakalanması ehemmiyetlidir. Böyle bir gidişatta rehabilitasyon hem iç kulaktaki duymayı düzenlemeye hem de ura müteveccih yapılmaktadır.

Kulak istirahati yapılmalı

Sık yinelenecek duyma muayeneleriyle hastanın duyma seviyeyi hakimiyet edilmeli ve rehabilitasyon müddetince hastaya faal istirahat uygulanmalıdır. Faal istirahat uyuyarak değil ancak hastanın iş civarından uzaklaşması, yaşamındaki stresleri muhtemel olduğunca eksiltmesi ve yorucu olmayan sarih hava yürüyüşleri yapması, beğendiği kitapları okuması biçimindedir. Hastaların bilgisayar, uslu telefon ve televizyondan uzak durması önerilir.

Meme kanserine işaret eden bulgular

Meme kanserine işaret eden bulgular

Meme kanseri hiç şüphesiz hemen her kadının fobili düşü. Ancak bir hayli bayan eline bir kitle geleceği evhamıyla kendi kendini elle tetkikten ve mamografi yaptırmaktan sakınıyor. Oysa günümüzde gelişmiş ülkelerde hayatları süresince her 8 bayandan birinde büyüyen meme kanserinde erken tanı yaşam kurtarıyor. Öyle ki erken tanı, urun daha başlangıç aşamasındayken cerrahi usulle çıkarılabilmesine olanak sağlıyor. Peki hangi bulgular meme kanserine işaret ediyor? Acıbadem Altunizade Sağlık Kurumu Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Gül Başaran “1 – 31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı” kapsamında meme kanserinin 6 ehemmiyetli sinyalini anlattı, ehemmiyetli bilgiler verdi.

Memede veya koltuk altında kitle

Hastaların en sık müracaat ettikleri şikayet ‘ele gelen bir kitle’ oluyor. Kitle çoğunlukla sızısız, el altında kayan ve kenarları kumpassız bir özellik sergiliyor. Bazen de değmeye duyarlı ve göğüs duvarına yapışkan sert bir yapı sezilebiliyor. Memede ele gelen her kitle makûs mizaçlı ur değil şüphesiz. Adet yarıyılı evvelinde, doğurganlık çağındaki pek çok kadının memesinde ele gelen kitleler görülebiliyor ve bunlar çoğu zaman fibroadenom ile fibrokistik hastalık gibi selim meme hastalıkları oluyor. Prof. Dr. Gül Başaran ancak kitlenin adet yarıyılı sonrasında küçülmeden aynı biçimde kalması veya kısa vakit içinde sihrime göstermesi gidişatında kesinlikle bir hekime müracaat etmek gerektiğinin altını çizerek, “Bazen de memedeki kitle fark edilmeyen bir ebatta oluyor ve koltukaltında lenf nodu daha evvel ele gelebiliyor. Bu tablo da meme kanserine işaret edebiliyor” diyor.

Meme başından akıntı

Bazı hormonal farklılık vaziyetlerinde meme ucundan süte eş akıntı gelebiliyor. Ancak kırmızı kahverengi bir akıntı oluyorsa, bu “papillom” grubu ismi verilen bir çeşit meme urundan kaynaklanabiliyor. Bu gidişatta kesinlikle bir hekime müracaat etmek gerekiyor.

Memede biçim farklılığı, asimetri

İki memenin simetrisinin bozulması veya rastgele bir biçim farklılığı tespit etildiği takdirde hekime müracaat etmek büyük ehemmiyet taşıyor. Meme teninde rastgele bir farklılık, ciltte kalınlaşma da hekime müracaat etmenizi gerektiriyor.

Meme başında içe doğru çekilme

Meme ucunun içe doğru çekilmesi, çökmesi de meme kanseri habercisi olabiliyor.

Meme başında yara, atanma, pullanma

Meme başında kırmızı pembe yara, atanma, pullanma gibi metamorfozlar meme kanserinin sinyali olabiliyor.

Memede şişlik, kızarıklık ve sızı

Sızılı, şiş, pembe ve kızarık bir meme, meme kanserinin cerahatli biçiminin göstergesi olabiliyor. Ancak bu vaziyet özellikle emziren annelerde emzirmeye bağlı olarak “mastit” ismi verilen meme cerahatine bağlı da görülebiliyor. Bu gidişatlarda hastanın hekime tetkik olup lüzumlu görüntülemelerle takip edilmesi ve lüzum halinde süratlice biyopsi yapılması çok ehemmiyetli.

Sabahları yaşanan baş sızısı beyin uru habercisi olabilir

Sabahları yaşanan baş sızısı beyin uru habercisi olabilir

Her baş sızısının beyin uru bulgusu olmadığını söyleyen Op. Dr. Özkan Durmaz, “Beyin urlarında baş sızıları yüzde 70 oranında gerilim tipi baş sızısına, yüzde 9 oranında da migren tipi baş sızısına eş” diye konuştu.

Ur tipi baş sızısının sabahları tesirli olduğunu belirten Op. Dr. Durmaz, şunları kaydoldu: “Sonraki yarıyılda bulantı ve kusma, kusmayla beraber gevşeme yeniden tipik bir özelliğidir. Başın ve bedenin öne eğrilmesi ile birlikte sızının çoğalması ve ek olarak da nöbet görüldüğünde biz buna ur tipi baş sızısı diyoruz. Ancak tüm beyin uru olan olgularda bu yalnızca yüzde 8 oranında görülüyor.”

Diz sızılarının oluşması ve rehabilitasyonu

Diz sızılarının oluşması ve rehabilitasyonu

Yoğunlaşan iş yaşamı, spora olan alakanın çoğalması, şahısların bilinçlenmesi ve sızıların ciddiye alınması nedenleri ile diz sızılarından dolayı doktora müracaatlar çoğalıyor. Bazı hastalarda ise bu gidişat bütün tersinedir. Uzun seneler diz sızılarını krem ve ilaçlarla geçirmeye çalışan hastalar analize alındığında geçmişte yaşanmış düşmeler, menüsküs zararları, kilolu olmaları veya zamanında kilo verememeleri sebebiyle fizik rehabilitasyondan fayda görmedikleri ortaya çıkmıştır.

Nedeni ne olursa olsun bu hastalık insanı yaşamdan koparan, günlük fiziki hareketlerini yasaklayan, bunalımı tetikleyen sosyal bir hastalıktır. Medicana Bahçelievler Sağlık Kurumu Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman, diz sızılarının oluşması ve rehabilitasyonu ile alakalı bilgi verdi.

Diz sızıları yaş grubu ve oluş biçimlerine göre 2’ye parçalar. Yaş grubuna göre sızılar; çocukluk, yetişkin ve yaşlılık sızılarıdır. Oluş biçimlerine göre sızılar ise gelişmeye, yapılan sporlara, yaş ilerlemesine, kemik erimesine ve kireçlenme sınan kıkırdak dokunun eskimesine bağlı oluşur.

diz ağrısı

Çocuğunuzda diz uru olabilir

Çocukluk yaşlarda diz sızıları genellikle gelişen kemiklerin sızıları olarak karşımıza çıkmaktadır. Bisiklete binmek, koşmak ve zıplamak gibi hareketlerle çoğalış gösteren bu sızılar genellikle 14-15 yaşında gelişmenin yavaşlamasıyla eksilmekte ve ciddi rehabilitasyona gereksinim dinlememektedir. Yeniden çocukluk yaşlarında düşme çarpma travma yoluyla diz bölgesinde kırıklar, çıkıklar ve yumuşak doku zararları alana kazanç. Bu zararlar diz sızısı yapacağı gibi yapısal bazı menüsküs lezyonlarında çocukluk ve sihrime yaşlarında kilitlenme ve şişlik yapabilmektedir. Bu yaşlarda hakikat zahmetli sızıların sebebi, dizi yakalayan makûs mizaçlı ve süratle ilerleyen urlardır. Teşhis ve rehabilitasyonuna geç kalınan diz sızılarında ciddi uzuv kayıpları yaşanabilir.

Yetişkin yaşlarda diz sızıları faal iş yaşamı, trafik kazaları, kırılma, çıkma, yumuşak doku yaralanması sebebiyle karşımıza çıkar. Bu sızıların neticeyi genellikle menüsküs yırtıkları, kopmaları, ön çapraz bağ zararlarıdır.

Menüsküsün bulgusu diz sızısı

Menüsküsler, herkeste olan dizlerin arasında bulunan, kemiklerin birbirine sürtmesini yasaklayan kıkırdak kıvamlı sert yapılardır. “Menüsküs olmuşum” demek bu yapıların yırtılması kopması ya da yaralanması mantığında hastalarımızın kullandığı bir deyimdir. Bu hastalığın ilk belirtisi diz sızısıdır. Dizde kilitlenme, şişlik, harekette güçlük, kıvıramama, merdiven inip çıkmada güçlük şikâyetleri de eşlik edebilmektedir.

diz ağrısı

Yaşlılık gerçeğinde iz sızılarına neden değil

Yaşlılık sınan 65 yaş üzerindeki şahıslarda diz sızılarının hakikat nedeni kıkırdak dokunun zarar alması neticeyi oluşan “kireçlenme” dediğimiz hastalıktır. En sık görülen rahatsızlıklardan biridir. İlaca, fizik rehabilitasyona, istirahate mukavemetli olup genellikle cerrahi yolla rehabilitasyon edilen bir hastalıktır.

Diz sızıları; ortopedi, fizik rehabilitasyon, diyetisyen ve psikiyatrinin beraber çalışmasını gerektiren bir hastalıktır. Rehabilitasyona medikal, fizik rehabilitasyon, perhiz, artroskopi müdahaleleriyle başlanır bu müdahalelerin yetmediği gidişatlarda diz takmayı sınan ve o eklemin kıkırdak yüzeylerinin başkalaşımı olarak öğrenilen işlem uygulanır. Bu işlem takribî 1-2 saat kadar sürer ve ertesi gün hastanın ayağa kalkıp yürümesine imkân sağlar. Gün geçtikçe hareket yeteneğinin çoğalmasıyla hastaya yüksek moral veren, sızılarını eksilten ve yaşama bağlayan bir usuldür.

Uzm. Dr. Muzaffer Gökhan Kahraman “Yaşamımızı kısıtlayan, hareketimizi yasaklayan, bize acı veren bu şikayetler için yaşımız ne olursa olsun, sebebi ne olursa olsun en kısa zamanda alakalı doktorlara müracaat etip lüzumlu tıbbi müdahaleler başlatılmalı” ifadesini kulladı.

Sağlıklı uyuyun kanserden korunun

Sağlıklı uyuyun kanserden korunun

Uyku kanserden korunmadaki en önemli etkenlerden biri. Çünkü kanser hücrelerinin önemli bir kısmı uyku sırasında öldürülüyor.

Uyku ile kanser ilişkisi

Uyku apne sendromunun uyku ile ilişkili hastalıklar arasında en çok dikkat edilmesi gereken ve tedavi edilmezse vücutta birçok bozukluğa neden olabilecek hastalıklardan olduğunu belirten Türk Uyku Tıbbı Derneği Başkanı Oya İtil, “lk kez, iki ayrı çalışma da insanlarda uyku apnesi ve kanser arasında bir bağlantı bulundu. Çalışmalardan biri Wisconsin Üniversitesi’nde yapıldı. Araştırmacılar obstrüktif uyku apnesi ve kanser ölümleri arasında olası bir ilişkiyi araştırmak için uzun vadeli, kapsamlı bir uyku çalışması verileri kullandılar. 1.522 erkek ve kadının, uyku ve sağlığı ile ilgili verileri 22 yıl boyunca takip edildi ve sonuçlar derlendi. Hafif uyku apnesi varlığı olan grupta kanserden ölüm riski yüzde 10 artış ile ilişkili bulunmuştur. Orta uyku apnesi olanlarda kanser ile ilişkili ölüm riskinin iki kat daha arttığı bulunmuştur. Şiddetli uyku apnesinde, kanserden ölüm yaklaşık beş kat artış ile ilişkilendirilmiştir. İspanya’da yapılan çalışmalarda melanom tümörünün normal ve düzenli oksijen solunumu olan farelere göre oksijen yoksunluğu olanlarda daha çabuk büyüyüp yayıldığını bulmuşlardır” dedi.

Gözler kanserin ipuçlarını veriyor

Gözler kanserin ipuçlarını veriyor

Dış dünyayı anlama ve etkileşim kurma mevzusundaki en ehemmiyetli uzuv olan gözlerde oluşabilecek kanser cinslerinin bakımsızlık edilmesi, görmede ciddi kayıplara yol açabilecek meseleler ile karşı karşıya kalınmasına neden olabiliyor. Ülkemizde ise, kanser ile hayatlarını sürdürenlerin rakamı her geçen sene çoğalmaya devam ediyor. Gözlerde görülen kanser cinsleri ve kanserin gözlerde oluşturduğu tesirler hakkında cemiyet şuurunun çoğalmasının ehemmiyetine dikkat sürükleyen Prof. Dr. Samuray Tuncer, göz tetkiklerinin ehemmiyetinden bahsetti.

göz

Rutin göz tetkikleri ile erken teşhis mümkün

Gözlerimiz, pek çok değişik kanser cinsinin ipuçlarını da içlerinde barındırıyor. 4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde milletin bu mevzuda bilinçlenmesinin ehemmiyetine dikkat sürükleyen Prof. Dr. Tuncer, göz dibinde gözlemlenen lezyonların, gözde oluşabilecek kanserlerin yanı gizeme, sistematik kanser cinslerinin parçası da olabileceğini belirtiyor. Rutin göz tetkikleri sayesinde; lenf, meme, cilt, prostat ve akciğer gibi kanser cinslerinin yanı gizeme, gözde oluşan melanom urunun da basitlikle teşhis edilebildiğine dikkat sürükleyen Prof. Dr. Tuncer, bu tetkikler sayesinde pek çok hastanın yaşamının bile kurtulduğuna dikkat sürüklüyor. Özellikle çocukluk ve bebeklik yarıyılında, rutin tetkikler sayesinde retinoblastom gibi göz içinde görülen kanserlerin erken teşhis ile rehabilitasyonuna başlanması, hastalığın elimine edilebilmesi ve görme yetisinin korunması açısından büyük ehemmiyet taşıyor.

göz

Bulguları dikkate almak yaşam kurtarabiliyor

Erişkinlerde en sık görülen göz içi kanseri cinsinin koroid melanomu olduğunu belirten Prof. Dr. Tuncer, “Koroid melanomu, görmede eksilme ve bulanma, gözün görünümünde başkalaşımlar, ışık çakmaları, siyah gölgeler ve çarpık görme gibi bulgular ile kendisini gösteriyor. Bu bulgulara ek olarak, gözün iris kısmında oluşan ve giderek gelişen kara noktalar, gözde iritasyon, kızarıklık ve görüş açısının daralması da gözde kanserin habercisi olabilir. Bu bulguları dikkate almak ve süratlice göz dibi tetkiklerinin asıllaştırılması, pek çok değişik kanser cinsinin de teşhisinde dayanakçı olmasının yanı gizeme, kimi hastalar için hayat ile vefat arasındaki farkı yaratabiliyor. Ancak kimi vaziyetlerdeki hastalarda, göz içinde melanom oluşmasına karşın yukarıyada bahsedilen bulguların hiçbiri gözlemlenmiyor. İşte bu noktada hastalığın farkına varılması, rutin göz tetkiklerini kumpaslı olarak reelleştirmeyen bir şahıs için imkânsız hale geliyor” diyor.

göz

Doğru rehabilitasyon tercihi çok ehemmiyetli

Doğru rehabilitasyon usulünün seçilmesi sürecinde hastanın yaşı, göz kanserinin pozisyonu, genel sıhhat gidişatı ve kanserin dağılmış olup olmadığının göz önünde bulundurulduğunu belirten Prof. Dr. Tuncer, “Göz kanserinin rehabilitasyonunda; cerrahi müdahale, lazer rehabilitasyonu, ışınım rehabilitasyonu, kriyoterapi, monoklonar antikorlar ve kemoterapi gibi pek çok değişik rehabilitasyon usulü kullanılabiliyor. Hastalığın ortadan kaldırılması ve hastanın genel sıhhatinin korunması ismine, doğru rehabilitasyon usulünün seçilmesi ise çok büyük ehemmiyet taşıyor. Bu noktada, göz ve göz etrafı tetkikini yapan hekimin uzmanlığı ve deneyimi tanımlayıcı olacaktır. Özellikle erken teşhis edilmiş ve minik çaplı göz kanserlerinde, gözde hiçbir biçim ve işlev kaybına yol açmadan müdahalede bulunulabiliyor. Bu nedenden dolayı, gözlerinde rahatsızlık veren rastgele bir bulgu fark eden şahısların süratlice tetkike yönelmeleri ve lüzumlu tedbirleri almasını, bir doktor olarak öneri ediyorum” diyerek laflarını bitiriyor.

göz

Muhtemel göz kanseri bulguları

– Flu görüş

– Ani görüş kayıpları

– Görüş alanında ortaya çıkan hareketli nokta veya çizgiler, ışık parlamaları

– Görme alanı kaybı

– Gözün renkli kısmında ortaya çıkan koyu nokta veya kir

– Gözbebeğinin biçiminde veya büyüklüğünde metamorfoz

– Gözün göz yuvasındaki natürel konumundan kayması veya dışarı doğru çıkması

– Gözde kızarma veya ışığa karşı hassasiyet

Bulguları Alzheimer ile aynı olan hastalık: Hidrosefali

Bulguları Alzheimer ile aynı olan hastalık: Hidrosefali

İlerleyen yaşla beraber görülmeye başlanan unutkanlık, yürüme bozukluğu ve idrar kaçırma meseleleri Alzheimer hastalığı bulgusu olabiliyor. Ancak neredeyse aynı bulgularla ortaya çıkan kafa içinde su bir araya gelmesi başka bir deyişle olağan tazyikli hidrosefali, basitçe rehabilitasyon edilebiliyor.

55-60 yaşından sonra ortaya çıkıyor

Beyin, kafatasının içinde beyin omurilik akışkanı BOS denilen bir akışkanın içinde bulunmaktadır. Günde 500 mililitre üretilen ve beden tarafından emilen beyin omurilik akışkanı dışarıdan gelen darbelere karşı gözetici özellik taşımaktadır. Beyin omurilik akışkanı aynı zamanda, beyin omurilik kanalları arasında dolayarak atılması gereken maddelerin arınılması ve asap sistemi için ehemmiyetli maddelerin dağılımını sağlamaktadır. Genellikle 55-60 yaşından sonra muhtelif sebeplerle kanalların tıkanması beyin omurilik akışkanının dolaşıma katılmayarak kafatası içinde birikmesine neden olabilmektedir.

Yaşın ilerlemesinin haricinde;

– Kafa travması

– Daha evvelden geçirilen beyin kanaması

– Kanalların tıkanmasına neden olan ur ve kistler

– Beyin damarlarının tıkanmasına neden olabilen hastalıklar

– Menenjit olağan tazyikli hidrosefali oluşmasına yol açabilmektedir.

Sallanarak yürümeye başladıysanız

Olağan tazyikli hidrosefali büyüdüğü gidişatlarda genellikle ilk mesele yürümede ortaya çıkmaktadır. Sallanarak, ördek gibi paytak yürüyüş, adımların kısa ve yavaş olması dikkat edilmesi gereken bulguların başında gelmektedir. Hastalar ayaklarının altında mıknatıs varmış gibi kaldırmada güçlük yaşamaya başlamaktadır. Denge meseleyi yaşayan hastalar kendi çevrelerinde dönme mevzusunda da mesele yaşamaktadır.

Unutkanlığınız sebebi yaşlılık olmayabilir

Alzheimer, demans gibi rahatsızlıklarda yaşanan yakın zamana müteveccih hafıza meseleleri olağan tazyikli hidrosefali büyüdüğü vaziyetlerde de görülmektedir. Günlük etkinliklere karşı alakası eksilen hasta seneler evvelini net andırsa da yakın zamanı karıştırabilmektedir.

Tuvalet meseleleri yaşanabilir

Olağan tazyikli hidrosefali hastalarında mesane hakimiyetinde meseleler yaşanabilmektedir. Mesane hakimiyetindeki meseleler her hastada değişik ortaya çıkabilmektedir. Bu mesele bazı hastalarda sık tuvalete çıkma gereksinimi olarak görülürken bazı hastalar idrarını yakalayamamaktadır.

Bulguları ilgisizlik etmeyin

Alzheimer, Parkinson gibi daha çok ilerleyen yaşlarda görülen nörolojik hastalıklar ile olağan tazyikli hidrosefali bulguları karıştırılabilmektedir. Yürüyüş bozukluğu, unutkanlık ve mesane hakimiyeti gibi olağan tazyiki hidrosefali hastalarında görülen bulgular çok şiddetli olmadığı için, ihtiyarlamanın natürel süreci sayılarak ilgisizlik edilmektedir. Hastalar kendilerinde bulunan meselelerin sıklıkla farkında olmayarak kabullenmek istememektedir.

Farkı ortaya koymak olası

Olağan tazyikli hidrosefali teşhisinde hastaya nöro psikolojik test uygulanıp belinden bir ölçü beyin omurilik akışkanı alınmaktadır. Hastanın demans ya da Alzheimer olup olmadığı mevzusunda yol gösterici olan bu iki operasyonun ardından hastanın şikayetlerinde gözle görülür düzelmeler yaşanabilmektedir. İğne ile beyin omurilik akışkanını boşaltıldığı sırada ve sonrasında yapılan tazyik ölçümleri ve hastanın şikayetleri gözlemlenerek teşhis konulabilmektedir.

Bozulan işlevler sırasıyla düzeliyor

Kafatası içinde birikip dolaşıma katılamayan beyin omurilik akışkanının şant denilen kalıcı kateter sistemiyle beden boşluklarına aktarılması şikayetlerin bir anda düzelmesini sağlayabilmektedir. Damar gibi ince bir borudan oluşan şant, genel anestezi altında belden ya da beyindeki karıncıktan karın boşluğuna karıncığa yerleştirilerek beden boşluklarına tahliyesini sağlamaktadır. Dışarıdan görülmeyen ve hastaya hiçbir rahatsızlık vermeyen şant rehabilitasyonundan sonra şikayetler kısa müddette düzelebilmektedir.Ayarlanabilir şantlar sayesinde bireyin muayenehane gidişatına göre ne kadar beyin omurilik akışkanının boşaltılacağı ölçü poliklinik koşullarında eksiltilip artırılabilmektedir.

10 yıldır cep telefonu kullananlara makûs haber

10 yıldır cep telefonu kullananlara makûs haber

Yüksek gerilim hatları, baz istasyonları ve cep telefonları gibi kaynaklardan dağılan düşük enerjili elektromanyetik ışınımın sıhhat üzerine olan tesirleri devamlı münazara mevzusu olur.

Bu sefer haberler makûs. Uzun yarıyıl cep telefonu kullanılması ile beyin uru arasında cemiyeti yakından ilgilendiren bir ilişki saptandı.

Ufuk Üniversitesi’nden Beyin ve Asap Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre, 10 sene ve üzerinde cep telefonu kullananlarda tehlike yüksek. Başınızın cep telefonunu kullanmayı seçim ettiğimiz tarafında iki kat daha fazla beyin uru olma ihtimali var.

Prof. Dr. Ersin Erdoğan, “Bizim deneyimimizle de geçim sağlayacak biçimde uzun yarıyıl cep telefonu kullanımı ile aynı tarafta beyin uru büyüme ihtimalini düşündüren yeterli epidemiyolojik ispatın varlığı ortaya konulmuştur” diyerek cebimizdeki riske dikkati sürüklüyor.

11 çalışma irdelenerek erişilen neticeler, halklar arası saygıdeğerliği olan “Surgical Neurology” adlı Beyin Cerrahisi mecmuasında da yayınlandı.

Türkiye’de 23 Şubat 1994 tarihinden bu yana 23 yıldır cep telefonu kullanılıyor.

Nedensiz yere gülme beyin uru habercisi olabilir

31 Aralık 2019 Cinsel Sağlık

0 Yorumlar

Nedensiz yere gülme beyin uru habercisi olabilir

Memorial Kayseri Sağlık Kurumu Beyin Asap ve Omurilik Cerrahisi Kısmından Doç. Dr. Cüneyt Göçmez, beyin urları ve rehabilitasyon usulleri hakkında bilgi verdi. Göçmez, “Ur, beden anatomisinde olmaması gereken yerde oluşan doku ya da bir dokunun hakimiyetsiz gelişmesidir. Beyin urları, beyin içindeki hücrelerde oluşabildiği gibi beyne başka bölgeden de atlayabilmektedir. Yapılan araştırmalarda beynin kendi hücrelerinde oluşan urlar, iyi mizaçlı benign ya da makûs mizaçlı malign olabilmektedir. Beyin urları, her yaş grubundan insanda görülebilmektedir. Cemiyette 100 bin bireyden 3-5’inde teşhis edilen beyin urlarına erkeklerde daha sık tesadüfülmektedir” dedi.

Birey kendiliğindene kahkaha atmaya başlıyorsa dikkat

Beyin urlarının öğrenilenin aksine her zaman baş sızısı ortaya çıkmadığını belirten Dr.Cüneyt Göçmez, “Bu urlar bazen az öğrenilen bulgularla kendini gösterebilir. Beklenmeyen ve en garip bulgusu ise nedensiz gülme saldırılarıdır. Hasta, dışardan bir tesir olmadan ve durup dururken kahkaha biçiminde güler. Değişik bulguları ise bunalım, sanrılar, çift görme, bedenin bir tarafında anlaşma ya da karıncalanma, efor kaybı hatta ‘düşük ayak’ denilen sadeceayak bileğinin altında efor kaybıdır. Hafif bir baş dönmesi ve yürürken tökezleme dahi urun habercisi olabilmektedir” dedi.

Urun bulunduğu yer ehemmiyetli

Tüm bu bulguların urun beyinde bulunduğu yerle ilişkili olduğunu kaydedenDr. Göçmez, “Motor saha ismi verilen kol ve bacağın beyinde hareketini sağlayan bölgede bir ur mevzubahisi ise kol ve bacaklarda eforsuzluk ile anlaşma olabilmektedir. Duyularla alakalı bölgedeki ur da sızı ve anlaşma ile kendini emin edebilir. Başın arka kısmındaki urlar ise görme kayıplarına ve bozukluklarına neden olmaktadır. Urların teşhis edilmesinde öncelikli teknik MR’dır. Ancak urun iyi mizaçlı ya da makûs mizaçlı olup olmadığı patoloji neticesine göre tanımlanır” dedi.

İHA

Page 1 of 21 2
maltepe escort ataşehir escort kartal escort tuzla escort gebze escort ümraniye escort pendik escort kurtköy escort bostancı escort kartal escort kadıköy escort anadolu yakası escort ümraniye escort çekmeköy escort göztepe escort